Hüseyin Cumalı yazdı...

Belediyeleri yazıyoruz…
Belediyeleri eleştiriyoruz…
Birileri de bizim yazdığımız…
Eleştirdiğimiz belediyelere gidiyor…
Kim!
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı…
Halil İbrahim Balcı…
Sayın Balcı…
Sen benim yazdığım belediyelere…
Gidip fotoğraf vereceğine…

*

Türk halkının sofrasında…
Kuş kadar olan ekmeği...
Nasıl daha hesaplı…
Vatandaşların sofrasına…
Getirebilirim…
Sen bunun hesabını yap…
Ekmek oldu kuş kadar…
Sokakta vatandaş isyan ediyor…
Genel Başkan Balcı da…
İnşaatları geziyor…
Ne o abi…
Mühendis misin!

*

Bir başkası daha…
Kim!
Bizim mesleğin sosyete muhabiri…
Raif Ugan…
Kimi…
Ama kimi eleştirsek…
Raif Ugan hemen koşa, koşa…
Bizim yazdığımız kişilerle buluşur…
Açar cep telefonu…
-- Ben Raif Ugaaan…
-- Ben ordayım…
-- Ben buradayım…
-- Ben SATSO’dayım…
-- Ben Kekikle yapılan et başındayım…
-- Ben Karasu’dayım…
-- Ben Zafer Adalet’leyim…
-- Ben Cadde 54’teyim…

*

Bir gün be kardeşim…
Bir gün…
Bir günde bizim eleştirdiğimiz…
Küçük esnafa git…
Bir gün dolmuşçulara git…
Bir gün işçinin yanına git…
Bir gün garibanın yanına git…
Sor insanlara…
Sıradan vatandaşa sor…
-- Cumalı seni yazdı
-- Ne diyor bu çok bilen Cumalı…
Bir gün sıradan bir insana sor…

*

Yok ama…
İmkanı yok…
Nerede zengin…
Nerede Audi’ye binen…
Nerede müteahhit…
Nerede para babası…
Nerede parası olan belediye…
Nerede takım elbiseli abi…
Raif Ugan orada…
-- Cumalı böyle yazdı…
Eeeeeeeee…
Peki efendim siz ne diyorsunuz!

*

İşin kötü yanı ne!
Buna röportaj verenlerin yüzü gülmüyor…
İşleri ters gidiyor…
Hatta bende 1 yazacağıma…
Raif Ugan üzerinden bana…
Mesaj verenlere 10 yazıyorum…
Bakın şimdi…
Yerel seçim zamanı…
6 ay tatilini yapan Ugan…
Ortaya çıkar…
O aday adayı senin…
Bu aday adayı benim…
-- Efidimmm sizin PR’nisi yapayım…
-- Efidimmm sizi parlatayım…
Aday adayları da bayılır…
Verin verin…
Nasıl olsa kendi paranızı veriyorsunuz…

*

Bir başkası da Fehmi Duman…
Tanır mısınız!
Son zamanlarda Fötül ile geziyor…
Yeni unvanı Fötüllü Fehmi…
Sert abimiz Candan Tufan… 
Tabi…
Eski muhabir…
Yeni uzman…
Kim!
Recai Yüksel…
Etliye sütlüye dokunmayan…
Kim!
Cengiz Olgaç…

*

Bir başka uzman…
Kim!
Hüseyin Pınarlı…
Ve basınımızın…
Yeni gözdeleri…
Çubukçular…
Biliyorsunuz dimi!
Bilmiyor musunuz!
Cep Telefonlarına…
Selfi çubuğu takıyorlar…
Al sana gazeteci…
Nerede yayınlıyorsun!
Yayın mecrası ne!
Boş ver…
Sana ne!
Çubukla çekiyoruz işte…
Ve üstat…
Mehmet Karakaş…
Sanat yönetmeni…

*

Bizim yazdığımız eleştirdiğimiz…
Belediye gidiyorlar…
Temiz hava…
Bol gıda…
Söyle çay çayları… 
Getir koçum kuru fasulyeyi…
Sonra…
Efendim öyle değil de büyle…
Aaaaa öyle mi!
Hemen çubukları kaldırın…
Ve canlı yayın…
Nasıl mis gibi…
Bir başkası daha…
Kim!
Serkan Ok…
Yeni Sakarya Gazetesi…

*

Bizim yazdığımız belediyeye gitmiş…
Anlat başkanım…
-- Aaaaa...
-- Öyle mi…
-- Oyy oyy…
-- Vay vay 
-- Neler yapılmış…
-- Aman aman ilçe uçmuş…
-- Öff…
-- Hüseyin Cumalı bunları görmemiş…
Çek kardeşim bir kare…
Gelişmeler Yenisakarya Gazetesi’nde…

*

Peki ama sormazlar mı!
Ben belediyeleri yazmadan…
Ben yazmadan önce niye…
Niye belediyeleri gezmediniz!
Niye belediye çalışmalarını haberleştirmediniz!
Niye ben yazdıktan sonra yollara düştünüz!
Neden!
Hayır mı!
Soruyorum…
Hayır mı!
Yoksa hepiniz duygusal…
Duygusal insanlar mısınız!
Onun için mi benim yazdığım…
Belediyeleri geziyorsunuz!

*

Gezin gezin…
Şimdi tam zamanı geldi…
Vallahi…
Mis gibi…
Bu arada biri daha çıktı…
Kim!
Ali İhsan Tarım…
Sor…
Büyük gazeteci…
Peki haber yazmayı biliyor mu!
Yukarıda isimlerini yazdıklarım gibi…
Cep telefonuyla çekerim…
Ama haber yazamam…

*

İşte bu Ali İhsan Tarım efendi…
Bugün bir paylaşım yapmış…
Şöyle diyor…
-- Bu arada…
-- Bizim meslektaşlar…
-- AK Parti Belediyeler…
-- Ve Akyazı Belediyesi…
-- İle yatıp kalkıyor…
-- Acaba kim düğmeye bastı…
Bak canım…
Bak Ali İhsancım…
O belediyeleri ben yazıyorum…
Akyazı Belediyesi’ne ben yazdım.,..

*

Önce şunu bilmeni isterim…
Ben gazeteciyim…
Sen gazeteci değilsin…
Hatırladığım kadarıyla…
Sen minibüs şoförüsün…
Yani!
Meslektaş değiliz…
Evet belediyeleri yazıyorum…
Hepsini eleştiriyorum…
Çünkü yerel seçim geldi…
Belediyelerin 4,5 yılını değerlendiriyorum…
Yani işimi yapıyorum…

*

Ben Akyazı Belediyesi ile…
Yatıp kalkmıyorum…
Akyazı Acelle Yaylası’nda kaçak bina var…
“Bu yasal mı değil mi” diye soruyorum…
Yetim hakkı olan…
Akyazı Belediyesi’ne…
Akyazı halkına ait…
Devlete ait ve kayıp…
4 Milyon TL var…
Bu nerede diyorum…
Yeni yine işimi yapıyorum…
Gazetecilik yapıyorum…

*

Son olarak…
Hani soruyorsun yaa…
-- Acaba düğmeye kim bastı…
Bak koçum…
Sende yürek varsa…
Sende cesaret varsa…
Öyle “acaba düğemeye kim bastı” diye sormazsın…
Sosyal medya hesabından yazarsın…
Adamlık bunu gerektirir…
O kıçın yiyorsa…
Yaz… 
De ki…
O düğmeye şu bastı…
Cumalı’da yazıyor…
Öyle aba altından soba gösterme…
Ben o numaraları yemem…

*

Son sözüm mü!
Benim yazdığım yerleri…
Gezenlere sesleniyorum…
Merak etmeyin…
Rabbim ömür verirse…
Ben daha böyle çok yazarım…
Sizde çok gezip gezip…
Çok ekmek yersiniz…
Şimdi…
Bakın çorbanız taşmasın…

*

Not: 
Hendek Belediye Başkanı Turgut Babaoğlu…
Sayın başkanım çok özür dilerim…
Sizin Hendek halkını nasıl hayal kırıklığına uğrattığınızı dün yazmaya başladım. Ama bugün gazetecilik oynayan arkadaşlar araya girince küçük bir mola vermek zorunda kaldım. Merak etme başkanım, Hendek’te MHP nasıl 3. parti oldu, hizmetler nasıl aksadığını yazacağız…
Bir kez daha 1 gün ara verdiğim için özür dilerim…

*

Devam edecek…