İnsanlar ikiye ayrılırlar. İyi insanlar ve kötü insanlar…

İyi insanlar şartlar ne olursa olsun içinde iyilik barındırdığından iyilik yapmaya meyillidirler. 

Eline fırsat geçtiği zaman kötülük yapmak, kötü davranmak iyi insanların da akıllarına gelir. 

Fakat onlar için iyilik içten gelen engellenemez bir dürtüdür.

Karşısındaki kırılmasın diye susmak, yanlış anlar diye hassas davranmak, karşısındaki insanın duygusal yükünü hafifletmek adına bazı şeyleri alttan almak, yüzüne vurmamak için hataları görmezden gelmek, rencide olmasın diye kusurlarını, hoş olmayan davranışlarını fark etmesi için beklemek, oturup anlatmak, anlamaya çalışmak, yardımcı olmak, hoşgörülü davranmak, karşısındaki insanın gönlünü hoş tutmak adına hamlelerde bulunmak iyi insanların örnek tutumlarıdır.

İyi insanların hoşgörülü davranması iletişimde bulunduğu insanların iyi olmasından, hoşgörüyü hak etmesinden kaynaklı değil, kendi içlerinde iyilik beslemelerinden kaynaklıdır.

İyi insanlar eğer ehline yani iyi insanlara denk gelirse dünyanın en mutlu insanı, eğer kötü birine denk gelip iyi davranışları hiç edilirse de dünyanın en bedbaht insanı olurlar. Hatta ele güne karşı kötü olurlar.

Kötü insanlar hiçbir şeyi durduk yere yapmadıklarını savunurlar. 

Karşısındaki insanlara hak ettiği gibi davrandıklarını, öfkeyle yakıp yıktıklarını, kötü kelimeleri söyleyip öyle demek istemediklerini, tahammüllerinin kalmadıklarını, düşünemediklerini, görmediklerini, duymadıklarını savunurlar. 

Aslında her şeyin farkındadırlar. 

Kötü insanların tek amaçları içindeki kötülük yapma dürtüsüne haklı sebep bulmaktır.

Yaptıkları kötü davranışların yarattığı vicdan azabından kurtulup sorumluluğunu üzerinden atmaktır.

Ne kadar travması olursa olsun, ne kadar sürünürse sürünsün, ne kadar canı yanarsa yansın birinsan iyiyse size güzel yaklaşımlarda bulunur.

Ne kadar mutlu olursa olsun, ne kadar sevilirse sevilsin, ne kadar her şey yolunda giderse gitsin bir insan kötüyse de size kötü yaklaşımlarda bulunur.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]