Konutlardaki elektrik, doğal gaz, su ve internet tüketim faturalarını ödemek artık öyle büyük meblağlar tutuyor ki, bu durum TL'nin alım gücünü açıkça gözler önüne seriyor.
Elektrik tüketiminin evlerde aylık 100 ile en fazla 210 kWh civarında olduğu belirtiliyor. Ancak faturaya baktığımızda bu tüketim miktarını net olarak göremiyoruz ya da insanlar sayaçta bu bilgiyi açıkça okuyamıyor. Elektrik faturasına baktığımda, toplam fatura tutarı belirtiliyor ancak tüketim miktarını anlamak için adeta bir muhasebeci veya elektronik dijital uzmanı olmak gerekiyor. Bu karmaşıklık neden anlamıyorum. Tüketici kanununda bu bilgilerin açık ve anlaşılır bir şekilde yazılması zorunlu değil mi?
Elektrik faturasında yer alan şu mesaja dikkat edelim: "10…………..5 no'lu elektrik aboneliğinize ait 05.05.2025 son ödeme tarihli ilgili dönem tüketim bedeli 1.466,45TL olup, 783,45TL'lik devlet desteği sonrasında ödenmesi gereken fatura tutarı 683,00TL'dir." Tamam da, aylık kaç kWh tükettim? 100 mü, 150 mi, 200 mü? Neden sadece fiyatı ve devlet desteği belirtiliyor da tüketim miktarı vatandaşın anlayacağı netlikte yazılmıyor? Fatura tüketimine baktım ama anlayamadım. Bilen varsa lütfen bana öğretsin.
Su faturasında devlet desteği yok. Doğal gaz faturasında ve elektrikte ise var. Bu tüketim fiyatları neden bu kadar yükseldi? Doğal gaz faturasına bakıyoruz, bir ay 5 bin TL öderken bir sonraki ay 2 bin TL ya da 3 bin TL gibi dalgalı ödemelerle karşılaşıyoruz. Faturadaki bu değişkenlik hepimizi şaşırtıyor, bizi de şaşırtıyor. Bir evin aylık elektrik tüketimi nasıl bin 500 TL olabilir?
Bir ay çalışan asgari ücretli 22 bin TL alıyor. Ancak piyasada zorunlu tüketim harcamaları; gıda, enerji, ısınma, ulaşım saymakla bitmiyor ve her şey yüzde bin beş yüz artmış durumda. Aylıklar ve asgari ücretler cebimizi delik deşik ediyor. Üstelik bu fatura rakamlarında bir de devlet desteği var. Bu aylıklarla bu durumun sürdürülebilirliği gerçekten akıl alır gibi değil.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "enflasyon düşüyor, ekonomi düzeliyor" diyor. Nisan ayı kira zam oranı yüzde 51,26 oldu. Peki, enflasyon oranı yüzde kaç? 2025 yılsonu enflasyon beklentisinin 1,9 puan yükselerek yüzde 30,0 seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Peki, ev kira artış oranı yüzde 51 iken elektrik ve doğal gaz gibi fatura tüketimlerindeki yüzde 25'lik artış nasıl bir dengeleme ve senkronizasyon oluşturuyor? Biz insanlar hayatımızı nasıl idame ettireceğiz? Aylıklarımız artsa da temel ihtiyaç ürünlerindeki zam dalgası hepimizi vuruyor, cebimizi yakıyor ve sosyal hayatımızı olumsuz etkiliyor.
Haftada ortalama 45 saatin üzerinde mesai yapıyoruz. Çalışma stresi sonrası hafta sonu biraz sosyalleşmek, bir bardak çay içmek veya bir lahmacun yemek bile kişi başı 500 TL'den başlıyor. Çalıştıkça zamlara aylıklarımız yetişmiyor.
Bu yazımı okuyanlar muhtemelen "dünyada bir kriz var, Avrupa ülkeleri de zor durumda" diyordur. Ancak sokaklar araba dolu, insanlar alışverişte, kafeler ve lokantalar dolu. Evet, doğru. Aylıkları 50 bin, 100 bin ya da 60-70 bin TL olan memurlar bu bahsettiğiniz yoğunluğu oluşturuyorsa, yüzde 15'lik zor geçinen kesim nasıl olacak? TL'nin alım gücü bir dolar karşısında 0,0027 kuruş, bir dolar 38 TL.
Sonuç olarak, enflasyon rakamlarının üzerinde seyreden ev kiraları ve elektrik, su, doğal gaz, internet fatura rakamlarının tüketim dengesiyle fiyatlandırılması gerektiğine inanıyorum.