Öyle hayatın içinde gerçek hikâyeler var ki yazmakla değil, bizzat yaşamak ile insanın insana verdiği değerin ölçüsünü ortaya kalp gözüyle göstermek, hele ki şehrin derdini, sorumluluğunu sırtına, omzuna yüklenen “insanlara dokunmasan, insanlar için bir şeyler yapmasan hayatın, yaşamın kıymeti olur mu?” diye soran kişinin bir belediye başkanı elbette ki halk için kıymetlidir.
Bu fani dünyada bir gün ahirete göçmeden her insan bir hayatın sonunda geriye güzellikler bırakarak iyi yâd edilmesini ister. Bir insana dokunmak, bir insanın sevincine, mutluluğuna, üzüntüsüne ortak olmak gerekir. Kısacası kimsesizlerin kimsesi olmak felsefesi olmayı şiar edinmek önemli bir görevdir. Köşe yazıma neden böyle girdiğimi, konunun nereye varacağını merak ediyorsunuzdur, kimdir bu kimsesizlerin kimsesi diye soruyorsunuzdur.
Geçtiğimiz günlerde Sakarya Büyükşehir Belediye Basın Dairesi Başkanı Taha Toplu telefonla arayarak, “Yarın akşam Hüseyin Cumalı ve Nurettin Eryılmaz sizi misafir etmek istiyoruz ama kamera, fotoğraf, haber yapılmayacak, sizi basın bürosunda Ümit Topal araçla alacak.” dedi. Tabii ki memnuniyetle şeref duyarım diyerek telefonu kapattım.
Benim içimden sanırım samimi ortamda bir iftar olacak, çok kişi olmayacak diye düşündüm. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Basın Daire Başkanı Taha Toplu ve birkaç bürokrat olur, bir yerde iftar yapar, şehirde yapılması gereken çalışmalarla ilgili sohbet edeceğiz diye düşünmüştüm.
Ertesi gün cumartesi günüydü, halk54.com haber merkezinde her gün olduğu gibi adliyede yoğun haber gündemi koşuşturmasındayım. İftara bir saat kalmış telefonum çaldı. Sakarya Büyükşehir Basın Bürosu’ndan Ümit Topçu, “Abi, ofisin aşağısında geldim, sizi almaya bekliyorum.” dedi. Ofiste çalışsak hâlen iş var, internet haber sitesi dipsiz kuyu, haber yazmakla bitmez. Neyse Hüseyin Cumalı ile hazırlandık, bilgisayarları kapattık, ofisin alarmını kurup kapıyı da kilitleyip çıktık. Ümit Topçu'nun geldiği araca bindik, üçümüz arabada sohbet ederek yola çıktık. İzmit Caddesi’nden Araştırma Hastanesi istikametine doğru yol alıyoruz, trafik yoğun. Sapanca’ya atılan konuma vardığımızda dar bir sokakta tek katlı bir ev önünde araçtan indik. Bizi bekleyen Sakarya Büyükşehir Basın Daire Başkanı Taha Toplu, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Müdürümüz Sayın İbrahim İkiz ve yanındaki birimin elemanları vardı, selamlaştık, sarıldık. Hemen yanında kalp ameliyatı geçirmiş ev sahibi, yanında askere gidecek oğlu vardı, sıcak bir karşılama ile onlarla tanıştık, tokalaştık.
Dışarıda ayaküstü sohbet ediyoruz. Beş on dakika sonra Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar geldi, araçtan indi, sarıldık, kucaklaştık, tek katlı eve doğru yöneldik. Eve buyur edildik, başkan önden girdi, biz de ardından eve girdik. Evin küçük salonunda bir teyze karşıladı, teyzenin de sağlık sorunları var olduğunu öğrendik, gözlerinde ve yüzünde çok büyük sevinç vardı, çok da belli oluyordu. İftara dakikalar kalmıştı, belediyenin sosyal işler elemanları iftar yemeği için hazırlıklar yapmış, sofrayı kurmuşlar, hepimiz yerimizi aldık, oturduk.
Başkan Alemdar bir tarafına amcayı, bir tarafına teyzeyi oturttu, ailenin yaşam hayatıyla ilgili sohbete başladılar. Bir süre sonra teyze yemekleri tabaklara doldurmak için kalktı, başkan teyzeye, “Siz oturun, kızlarımız var sofrada, arkadaşlar var, hep birlikte yemekleri tabaklara koyar yeriz, yabancılık yok, biz bizeyiz.” diyerek kalkmasını istemedi.
Misafir olduğumuz aile ile Başkan Alemdar sohbetlerinde yaşam mücadelelerini konuştular, yaşlı kadının hastaneye giderken çok zorluk yaşadığını anlatıyordu. Başkan Yusuf Alemdar hemen İbrahim İkiz’e, “Teyzemin bu durumuyla ilgilenelim, her hastaneye gidişinde, ilaç alımında ekiplerimiz yanlarında olsun, yaşamını kolaylaştırın.” diye talimat verdi. Başkan, “15 günde bir evlerde temizlik ve ihtiyaçları için çalışmaların sürdürüldüğünü, 15 günü bir gün geçiyorsa iş yapmıyoruz anlamına gelir, bu nedenle her şey zamanında yerine yapılması için arkadaşlar çalışıyor.” diye konuştu.
Evine misafir olduğumuz aile başkan Alemdar’ın ve ekibin ziyaretinden ziyadesiyle çok memnun kaldılar. “Bizim kimsemiz yok, gelenimiz gidenimiz yoktu, Başkan Yusuf Alemdar’ın evimize gelmesi bizim kimsemiz varmış demek ki dedirtti.” diye konuşması çok dikkat çekiciydi. Evin oğlu askere gitmek için bayram sonrasına gün sayıyor, anne başkana, “Oğlum askere gidecek, gurur duyuyorum, askerden geldikten sonra ona iş lazım.” olduğunu dile getirdi. Başkan Alemdar önce, “Evlilik yapın, Allah ona rızkını da işini de verir, gelin de size destek olur, sizin eliniz kolunuz da olur.” dedikten sonra evin oğlunun millî sporcu olduğunu, bazı nedenlerden devam edemediğini söylemesinin ardından Başkan Alemdar delikanlının yaptığı spor dalıyla ilgili ayrıntılı konuştu. Ardından başkan, “Bak, Allah işini de rızkını da verir demiştim, millî sporcusun, askerden gel bu yönün için gerekli girişimi yaparız, spor dalından ekmeğini kazanırsın.” demesi aileyi daha da çok sevindirdi. Buradaki iftar ve sohbetin ardından evde herkesle vedalaşarak ayrıldık.
Sapanca’da Başkan Yusuf Alemdar ve ekibi, ben, Nurettin Eryılmaz, Hüseyin Cumalı ikinci eve iftar sonrası ziyaret için evlerine misafir olduk, bir odanın içinde kömür sobası bir de mutfağı var, çok eski bir ev, kalp hastası bir amca bir de teyze vardı, burada çay içtik, teyze çok defa hatim etmiş, çok güzel bir dini sohbet Başkan Alemdar’lar yaptılar, biz de bu sohbetten feyz alarak dinledik, çok samimi bir sohbet oldu.
Başkan Alemdar, Sosyal İşler Müdürü İbrahim İkiz’e, “Bu evde soba işi aile için zor olur, evde hasta var, belediye olarak biz tüm masrafları üstlenerek buraya doğal gaz sobası koyalım, çalışma başlatılsın.” diye talimat verdi. Ailenin mutluluğu görülmeye değerdi, bu evden de vedalaşarak ayrıldık.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın hiç bilmediğimiz bir yönünü böyle bir davetle katılarak öğrendik, tüm il genelinde ihtiyaç sahibi olsun, kimsesizlerin kimsesi olduğunu, insan hayatına dokunan Yusuf Alemdar bunu kibir olmadan, severek, içten gelerek mütevazı bir şekilde yaptığını bizzat Hüseyin Cumalı ve ben Nurettin Eryılmaz olarak görmüş olduk.