Merkez Yüreğir ilçesi eski kaymakamı M.K. ile kendisini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın danışmanı olarak tanıtan Ö. A. ile tutuksuz P. Y'nin "kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Sakarya 3 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan M.K. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Tutuklu sanık Ö. A. duruşma salonunda hazır bulunurken, tutuksuz sanık P.Y. ise katılmadı. Bazı müştekiler ile tarafların avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, mahkeme başkanı sanık M.K'nın 3 avukatının da mazeret göndererek duruşmaya katılmadığını avukatlarından birinin iddia makamının reddini talep ettiğini belirtti.
Mahkeme heyeti, kanunda iddia makamının reddedilmesi ile ilgili bir düzenleme olmadığını, talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle oy birliği ile iddia makamının reddi ile ilgili talebi reddetti.
Duruşmaya devam edilerek müşteki T.Ö. dinlendi. Kaymakam M.K'yı tanımadığını, diğer sanık Ö. A'yı ise bir arkadaşı R.B. aracılığı ile tanıdığını belirten T.Ö., "R.B. bana Ö'nün AK Parti genel merkezi ve Cumhurbaşkanlığında görevli olduğunu söyledi. İhale için kaymakamın yanına gittik. Deprem nedeniyle aşevlerine alım yapılacağını söylediler. İşi aceleye getirip sözleşme imzalamamı istediler. Kabul etmedim. Kaymakam teklif hazırlamamı istedi, ihalenin doğrudan teminat usulü olduğunu belirtip teminat yatırmam gerektiğini söyledi. Ayrıca kaymakam ödeneğinde geldiğini bakanlıkça sürecin hızlandırılmasının istendiğini belirtti. İhalenin 106 milyon 600 bin lira olduğunu söylediler. Ben teminat olarak 6 milyon 530 bin lira yatırdım. Parayı vakıf hesabı diye kaymakamın şahsi hesabına yatırdım. Kaymakam vakıf hesabının kendi adına olduğunu söylediği için yatırdım. Olayların ortaya çıkması üzerine bir ayda 30 defa kaymakamın yanına gittim. Toplam 4 milyon 70 bin liramı geri aldım. Şu an kur bazlı alacağım 2 milyon 765 bin lira. Zararımı karşılarsa şikayetçi değilim karşılamazsa şikayetçiyim." dedi.
Müştekinin ifadesi üzerine söz hakkı verilen sanık M.K ise, "Söyleyecek bir şeyim yok" diye konuştu.
Mahkeme savcısı, daha önceki celse verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı. Savcı, 13 sayfalık mütalaasında sanık M.K'nın "kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan 16 kez olmak üzere 48 yıldan 160 yıla kadar, sanık Ö.A'nın 8 kez olmak üzere 24 yıldan 80 yıla kadar, sanık P. Y'nin ise bir kez olmak üzere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti. Savcı, suçların zincirleme şekilde işlendiğini belirterek, mahkeme heyetinin alt sınırdan uzaklaşarak ceza vermesini talep edip, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep etti.
Mütalaaya karşı söz hakkı verilen M.K. ağlamaklı bir şekilde tahliyesini isteyerek, "Ben dersimi aldım. Heyet ve savcılar ile müştekilerden özür diliyorum. Özürlü kızım var, eşim çalışmıyor, perişanlar. Annem-babam 80 yaşlarında onlar da bakamıyor. En azından evimde başlarında kalayım, bir baba hassasiyeti ile düşünün" dedi.
Diğer sanık da önümüzde Ramazan Bayramı'nın olduğunu belirtip tahliyesini talep etti.
Mahkeme başkanı sanıklara, müştekilerin zararını giderme noktasında çalışma yapıp yapmadıklarını sordu. Sanık M.K; "Çalışma yaptım. Avukatıma talimat verdim. 22 milyon liraya yakın alacağım var. Dışarıda olsaydım alacaklarımı alır zararı öderdim" dedi.
Ö.A. ise olaydan dolayı çıkar ve menfaat temin etmediğini belirtip zararı karşılamak istemediğini söyledi.
Mahkeme başkanı sanıkları ve taraf avukatlarını uyararak savunma için bir daha süre verilmeyeceğini davayı karara bağlayacaklarını söyledi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek, sanıklara ve avukatlarına esas hakkındaki mütalaalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı karar için ileri bir tarihe erteledi.