Geçirdiği kaza sonrasında sıkıntı ve zor günler yaşadığını dile getiren Onur Can, yaşadıkları sosyal medya hesabından kamuoyuna paylaştı.
Hendek Belediyesi’ndeki amirlerinin makinaları tamir ve bakımını yapmadığını ve bozuk makinalarla saha çıktıklarını iddia eden Onur Can yaşadıklarını şöyle aktardı:
-- Bunları buraya yazarken parmaklarım zangır-zangır titriyor ve çekinerek yazıyorum. Çalışan arkadaşlarımın can sağlığını, belediyedeki gidişatın değişmesini ümit ederek yazıyorum. Anlatacaklarımdan sonra bütün yetkililerin gereğini yapmasını arz ediyorum.
-- Ben 1 Şubat itibariyle Hendek Belediyesi’nde iş makinası operatörü olarak çalışmaya başladım. Şubat sonu itibariyle beni Çamlıca Bölgesi’ne gönderdiler. O bölgeye Temmuz ayına kadar aralıksız gece gündüz hizmet ettim.
-- Çamlıca da çalışan mevcut makinayı alıp bana arızalı bir makina verdiler. Makinanın arızalarını defalarca dile getirsem de ilgilenmediler. Bakacak mevkiinde seyir halindeyken makinanın ön defransiyelalini tutan pim yerinden çıktı. Kaza yapıyordum. Makinayı zar zor kontrol altına aldım. Makinayı kademeye indirdiğimizde son derece ustalar ‘benim gitmemi işleri bittiğinde beni arayacaklarını’ söylediler.
-- Beni oradan uzaklaştırdılar. Olup biteni görmemi istemediler. Sonradan öğrendim ki taktıkları parçaların hepsi yan sanayi, bir süre sonra farklı bir makina gönderdiler. Bu makinanın da bir çok yeri arızalı ve çalışmıyordu. Gereğinin yapılmasını çok kez söyledik. Bizi hep salladılar ve ‘idare edin yenisini göndereceğiz’ dediler. Bu arızalı makina ile hemen hemen 3 ay Çamlıca, Kızanlık, Bakacak ve Üçtepeler vs yerlerle çalıştım.
-- Makina tamamen bakıma muhtaç hale geldi. Makinayı kullanamaz olduk. Makina yolda sağa sola gidiyor ve bizim kontrolünüzden çıkıyordu. Anlayanlar için söylüyorum makinanın yengeci bozuktu. Bundan sonra anlatacaklarımda 25 Temmuz itibariyle başıma geldi. Çamlıca bölgesinden sorumlu amirimin talimatı ile makina ve diğer iş makinalarımızı kademeye indirdik.
-- Makinalarımızın arızalarını kağıda yazarak kademeden sorumlu amirlere ve arkadaşlara ilettik. Cuma sabahı araç parkından sorumlu amir beni Hendek’te yağmur suyu ile ilgilenen arkadaşlarının yanına gönderdi. Makinanın bozuk olduğunu söylememe rağmen beni gönderdi. Oradaki işim öğleni bulmadı ve beni tekrar arayarak ‘Cuma namazından sonra Göksu Mahallesine gideceksin’ dedi. Makinanın arızalı olduğunu ve orada çalışamayacağımı, sağlam bir makinanın gönderilmesi gerektiğini söylediğim.
-- Bu kez beni daha yüksek mevkide olan arkadaşların dayatması ile Göksu’ya gittim. Ben bana dayattıkları bölgede bana dayattıkları arızalı makina ile kaza yaptım. Kazada iki ayağım ve sol kolumdan yaralandım. Makina tepesi üstü yatınca üzerime sıcak hidrolik yağı aktı. ‘Ben bilmiyor muydum hastaneye gidip iş kazası geçirdim’ deyip rapor almayı!Sizi de Yakmayı?
-- Bana hastaneye gitmem gerektiğini ancak sorduklarında ‘balkondan düştüm, merdivenden yuvarlandım’ gibi şeyler söylememi, bu olaydan asla bahsetmemem gerektiğini söylediler. Yine yuttum, yaşananlar olaylardan kimseyi suçlamadım.
--Makina devrildikten sonra olay yerine gelen amir hemen senaryoyu yazdı. ‘Makinayı taşa vurdun, hoplattın, zıplattın devirdin, olan oldu’ deyip beni dinlemeyip alanların tersini söyleyip beni zân altında bıraktı.
-- Çevremdeki bütün iş arkadaşlarıma olaydan yeni haberi olan daha yüksek mevkide olan görevlilere de benim suçlu olduğumu söyleyerek tekrar beni zân altında bıraktı.
-- Bugün yani 01.08.2023 Pazartesi itibariyle beni makinadan alarak yıkamacının yanına verdiler. Alaycı bir tavırla beni küçümsercesine konuşarak çok ama çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattılar.
-- Delikanlı gibi kenarı ya çekip benden bir özür dileseydiniz ben yinede olanları görmezden gelecektim. Ama bu yaşananlara artık susamıyorum içime ata ata doldum artık. Bunu burada paylaştıktan sonra bana rahat ettirmeyeceklerini biliyorum.
-- Olay esnasında beni yanımda olan, bana şahitlik yapacak arkadaşlarım ve köyden vatandaşlar da var. Ama onları zorda bırakmak istemiyorum. Bunları buraya yazarken her şeyi göze alarak yazıyorum. İster beni işten atsınlar, isterse bu kadar şeye sustum diye madalya taksınlar.
-- 5 ayda 5 senelik ömrüm gitti. Buradan yetkili herkese sesleniyorum. Gereğini yapın yoksa bu düzen çok kişinin canını yakacak. İnsanlara sebep olmayın. Her hatanıza bir günah keçisi çıkarıp zeytinyağı gibi üste çıkmayı bırakın.
--Öbür tarafın rezilliği bu dünyanın rezilliğine benzemez.