Köyüme Dokunma Platformu sözcüsü Mecdi Cengiz, platform adına yaptığı açıklamada, 2014 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı yasa ile köylerin mahalleye dönüştürülmesinin tarım ve hayvancılık üzerinde yarattığı olumsuz etkilere dikkat çekti. Sakarya'daki köylerin kırsal mahalle statüsüne alınması için yoğun mücadele verdiklerini anımsatan Cengiz, "Son pişmanlık fayda etmez, bu vebalin bedeli ağır olur" dedi.
Köyüme Dokunma Platformu sözcüsü Mecdi Cengiz, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Mahalleye dönüştürülen köyler, Köy, Doğa, Toprak, Ziraat ve Hayvancılığın önemini bilen, inanan insan ve vatan sevdalıları
Bildiğiniz gibi 2014 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı yasa ile 30 Büyükşehire bağlı tüm köy ve beldeler Mahalle oldu.
5 yıllık uygulama sonucu Tarım ve Hayvancılığın büyük zarar görmesi üzerine 2019 Tarım Şurasında Sayın Cumhurbaşkanı, Mahalle yapılan köylerin yeniden KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ hedefini gösterdi.
Cumhurbaşkanımızın hedef gösterdiği KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ olmasa da, TBMM'de yapılan görüşmeler sonunda köylerin mevcut durumunu koruyacak Tarım ve Hayvancılığa destekle birlikte önemli hak ve avantajlar veren, Yarı Köy diyebileceğimiz 7254 sayılı KIRSAL MAHALLE YASASI 16 Ekim 2020'de yürürlüğe girdi.
Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra diğer Büyükşehirlerde,başvuruları sonunda binlerce Köy (Mah.),KIRSAL MAHALLE olurken yasa yönetmelikte belirtilen kriterlere tümüyle sahip olan Sakarya'nın en az 300 Köy (Mah.) bu yasal hakkı verilmedi. Bunun için başvuran muhtarların dilekçeleri işleme alınmadı. Belediye meclislerinde görüşülmedi. Kısacası Yasa ve yönetmeliğin açık hükümleri yok sayıldı.
Üzülerek ifade etmek zorundayız ki, köyleri adına yetki ve sorumluluk taşıyan Muhtarların, kurumsal temsilcilerin birlik ve dayanışma ile Hak arama mücadelesinde güçlü bir irade ortaya koyamamaları sonucu Sakarya'nın bu yakıcı sorunu çözülemedi.
Bizler bu sorunu CİMER başta olmak üzere devletin ilgili ve yetkili makamlarına, ulusal ve yerel basına, tüm STK’lara ve kamuoyuna duyurmak için KÖYÜME DOKUNMA PLATFORMU olarak 2,5 yılı aşkın bir zamandır yoğun çalışmalar yapıyoruz.
31 Mart yerel seçimleri öncesi yaşanan bu olumsuzluklar seçimlerden sonra son bulur, yasalar ve hukuk ekseninde sorunlar çözülür diye bir müddet askıya aldığımız çalışmaları daha yoğun olarak sürdürmekle kararlıyız. Bu konuda ilk adım mı eski Tarım Bakanımız ve TBMM Tarım Komisyonu Başkanı Prof. Sayın Vahit KİRİŞÇİ ile görüşerek başladık.
Geldiğimiz nokta gerçekten çok acıdır. Köylerimizi ve topraklarımızı bugünkü özellikleri ile koruyamadığımız, Mahalle olmaya mahkûm olduğumuz takdirde, yakın bir gelecekte çok tatlı binalarla, sitelerle şehirlerimizin beton yığınına dönen mahalleleri gibi olacak, köy dünyasından, Topraktan, Doğadan, Üretimden eser kalmayacaktır.
Şehirlerin beton yığınları arasında bunalıp nefes almak, huzur bulmak, doğa ile baş başa kalmak, her şeyden önemlisi karnımızı doyurup hayatımızı sürdürebilecek yegane varlığımız topraklarımıza,yıllardır ev sahipliği yapan köylerimiz her geçen gün daha çok rağbet görürken, yarınlarımız ve çocuklarımız için köylerimize topraklarımıza sahip çıkmak gibi bir sorumluluğumuz yok mu?
Başta muhtarlarımız olmak üzere halkımız şunu çok iyi bilmelidir. Kırsal Mahalle olduğumuz takdirde yasaya göre bina, arsa, arazi her türlü emlak vergileri, harçlar, Orköy hakları ve su indirimlerinden süresiz olarak yararlanacağız. 31.12.2025'e kadar uzatılan muafiyetler sizleri yanıltmasın. 31.12.2025'te Kırsal Mahalle olmayan Köyler 1 Ocak 2026'da yukarıdaki istisnaların hiçbirinden yararlanamayacak hem topraklarını, hem köylerini ebediyen kaybedecek, yeni ve ağır mali külfetlerle yaşamaya mahkûm olacaklardır. Çiftçilerimiz gelecek zaman içinde köylerdeki arazileri satın alanların işçisi olacaktır. Şu önemli hususu asla unutmayalım. Yasa gereği Kırsal Mahalle olduktan sonra belediyelerin tüm belediye hizmetleri devam edecektir.
Sakarya'nın bereketli topraklarının 10-15 yıl öncesi şeker pancarı, patates, kabak ve mısır üretimini bugünlerle mukayese ettiğimizde facianın büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır.
Kişisel çıkarların ve ilişkilerin önce çıktığı, toplum menfaatlerin,haklılığın, adaletin yok sayıldığı günümüzde, halkımız kendi adına yetki verdiği kişi ve kurumlara hesap sormasını bilmelidir.
NE YAPMALIYIZ?
Öncelikle kendimiz, geleceğimiz ve çocuklarımız için, topraklarımıza, meralarımıza, yaylalarımıza, koruyup kolladığımız ormanlarımıza sahip çıkarak KIRSAL MAHALLE hakkımızı almak zorundayız.
Acı ama gerçek, 4 yıldır kurumları tarafından desteklenmeyen,yalnız bırakılan muhtarlar kendilerine sorumluluk veren halkla birlikte hareket etmek zorundadır. Köylerimizde köylerine ve geleceğini düşünen bilinçli, bilgili, sayısız insanımız var.
Bugüne kadar yarım yamalak verilen göstermelik dilekçelerin hiçbir geçerliliği yoktur. Halkımız, Mahalle yapılan Köylerimiz, Toplu İmzalı Dilekçelerle, yükü muhtarlara yıkmadan dilekçelerinin tüm işlemlerini yakından takip ederek bütün hukuki yolları kullanmalıdır.
Biz Yukarıda ifade ettiğimiz gibi 31 Mart seçimlerini Milat olarak aldık. Dün yaşanan olumsuzluklardan sonra, hiçbir kompleksekapılmadan Muhtarlarımızla ve Muhtar dernekleri ile işbirliği yapmaya hazırız.
Haydi şimdi toplu imzalı dilekçe zamanı. Unutmayalım, ‘’AZİM VARSA ÇÖZÜM VARDIR. YETER Kİ, MÜCADELE ET,KAYBETSEN DE KAZANANSIN.’’ KÖYÜME DOKUNMA PLATFORMU olarak Sakarya ve dışındaki tüm STK'ları, Basını, Köşe Yazarlarını ve Halkımızı mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz."