Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi'nde su yalıtımı sistemleriyle ilgili eğitim semineri düzenlendi.
İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi ve Mimarlar Odası Sakarya Şubesi tarafından ortak düzenlenen etkinliğe TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Nusret Suna, İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Semih Uçar, İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Gündüz, Mimarlar Odası Sakarya Şube Başkanı Bora Altınışık ve davetliler katıldı.
Seminerde konuşma yapan İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi yönetim kurulu üyesi Oğuz Gündüz, "Mühendisler ve mimarlar olarak mesleğimizin bir parçası olan ve farklı amaçlara hizmet eden birçok yapı inşa ediyoruz ve bu yapıların uzun yıllar yaşamasını istiyoruz. Bu anlamda bizler gerek projelendirme gerekse de uygulama aşamasında, her geçen gün daha güvenli, sağlıklı ve uzun ömürlü yapılar inşa etmek için çalışıyoruz. Elbette İnşa ettiğimiz bu yapıların her birinin bir ömrü var. Bununla beraber bu yapıların kullanım sürelerini belirleyen veya bu süreye direkt olarak etki eden birtakım etmenler var. Bu etmenlerden birkaçından bahsetmek gerekirse; Bunlardan biri şüphesiz, ülkemiz ve şehrimizin tartışılmaz ve acı gerçeği: deprem. Bildiğiniz üzere Deprem; engel olamayacağımız doğal bir afet. Yapı üreten paydaşlar olarak bizlerin, deprem etkisine karşı tek ortak gayesi öncelikli olarak yapıyı ayakta tutmak ve can kaybına sebebiyet vermesine mani olmaktır. Bunu zaten biz bu coğrafyada fazlaca konuşuyor ve çalışıyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımız da oda bünyemizde ilgili komisyonlarımızca ara vermeksizin sürdürülmektedir. Bugün üzerine konuşacağımız, benim de üzerinde durmak istediğim şey ise karşısında deprem kadar çaresiz olmadığımız bir diğer etmen olan korozyon. Korozyon dediğimiz şey hepimizin bildiği üzere, söz konusu olan yapı ise; yapı elemanlarının su, nem, çeşitli kimyasallar vb. dış etkenlere maruz kalması sonucu fiziksel ve kimyasal özelliklerinin değişmesidir. Bu değişim zaman içerisinde yapı elemanlarının dayanımını yitirmesine yol açar." dedi.
Gündüz, "Örnekse; betonarme bir yapıda, betonda oluşan çatlaklar yoluyla donatıya ulaşan su, donatının paslanarak çapının küçülmesine, beton ile donatı arasındaki aderansın kaybolmasına, dolayısıyla yapı elemanının taşıyıcılığını kaybetmesineve dizayn görevlerini yerine getirememesine neden olur. Elbette bu istediğimiz bir durum değildir. Bizler yapıların, ömrünün doğal akışında, maruz kaldığı dizayn yükleri etkisiyle zaman içerisinde yorularak görevini tamamlamasını isteriz. Korozyona uğramış bir yapı, depreme ya da herhangi bir doğal afete gerek kalmaksızın işlevini kaybedecektir. Korozyon ile mücadele etmenin tek yolu da ‘’su ve nem yalıtımı’’dır. Doğru bir yalıtım uygulaması yapıyı korozyana karşı koruyacak, taşıyıcı sistem her ne olursa olsun yapı elemanları kesit kaybetmeksizin yaşamaya devam edecektir. Peki biz su yalıtımı konusunda ne durumdayız? Açıklıkla ifade etmek gerekirse, her gün; eksik ya da hatalı bilgilerleoluşturulan şartnamelerle, kalıplaşmış ve projeden projeye kopyalanan detaylarla, doğru detaylar verilmesine rağmen sahada yapılan yanlış uygulamalarla veyahut hiçbir yalıtım detayı içermeyen projelerle, eminim hepimiz karşılaşıyoruz. Açmak gerekirse, örneğin; Sakarya bir sanayi bölgesi. Yüzlerce fabrika ve depo var. Sektörden biri olarak söylüyorum, bu sanayi yapılarının çok büyük bir kısmında hiçbir yalıtım uygulaması yok." dedi.
Gündüz, "Yani büyük büyük açıklıklı, yüksek ve ciddi tonajlara sahip bu yapıların temellerinde su yalıtım uygulaması yapılmıyor. Projelerde bu detaylar olmaksızın ruhsatlar alınıyor, saha uygulamaları yapı denetim firmalarının denetiminden geçiyor ve yapılar kullanıma açılıyor. Kısaca yapı temelleri yeraltı suyuna hiçbir koruma katmanı olmaksızın maruz kalıyor. Bu durumda, böyle bir deprem coğrafyasında biz bu yapılardan performans bekliyoruz. Bu konuda ciddi eksiklerimiz var. Samimiyetle ve gerçekçilikle bu öz eleştiriyi yapmamız gerektiğini sonrasında da bu konuda, altını çizerek söylüyorum, tüm paydaşlarla ciddi bir adım atmamız gerektiğini düşünüyorum. Proje müelliflerimizle, müteahhitlerimizle, yapı denetim firmalarımızla,kamu kurum ve kuruluşlarımızla hep bir yerden, yapılarımızı korozyona karşı korumak, kullanım konforlarını arttırmak ve güvenli bir kullanım sunmak için bu adımı hızla atmamız gerektiğini düşünüyorum. Özetle; Doğru bilgi, doğru proje ve doğru uygulama. Böyle bir adım atmak düşüncesi ile, doğru bilgiye hep birlikte ulaşabilmek adına bugün burada toplandık. Gelişen teknolojiyle, doğru detay çözümleri ve teknik uygulamalarla yapıların ömrünü uzatabilir, yaşam konforunu arttırabilir ve sürdürülebilirliğe de büyük katkılar sağlayabiliriz. Su ve nem yalıtımına gereken önemin verilmediği her gün en hafif şekliyle maddi kayıplar vermeye, yapı kalitesinde dünyanın gerisinde kalmaya ve felakete dönüşebilecek kötü sonuçlar çağırmaya devam edeceğiz. Sözü daha fazla uzatmadan; Su yalıtımı bir derya. Her ne kadar birkaç saatin yeterli olması mümkün olmasa da bu seminerin -önce bizlerde- ‘’doğru su yalıtımı’’ için bir farkındalık oluşturmasını, akabinde hızla paydaşlarımıza sirayet etmesini temenni ediyorum. Salondaki ilgi ve katılımdan da anlıyorum ki; doğru yerde, doğru noktadayız. Katılımınızla gösterdiğiniz hassasiyetin, program sonrası daha ileri bir seviyeye taşınacağından hiç şüphem yok." dedi.