Hüseyin Cumalı yazdı...
Karasu Belediyesi Başkan Yardımcısı İsmail Karakaş’ı dün yazmaya başladık. İlk yazının başlığı “İsmail Karakaş sakın karıştırma! Önce anlayacan, sonra bana çakacan” idi. Şimdi buradan İsmail Karakaş’a soruyorum. Ne yaptın İsmail başkan, dünden bu yana dersine çalıştın mı! Benim yazdıklarımı, canlı yayında konuştuklarımı, Başkan Yusuf Alemdar’ın canlı yayında konuştuklarına bakabildin mi! Yazıları ve konuşulanları bir kez daha okuyup izledin mi!
*
İnşallah dünden bu yana dersine çalışmışındır. Unutma İsmail Karakaş, sakın unutma! Önce okuduğunu anlayacan, önce canlı yayında konuşulanları anlayacan, sonra bana çakacan. Anladın dimi! Önce anlayacaksın, sonra çakacaksın! Şimdi dün yarısına baktığımız İsmail Karakaş’ın açıklamasının geri kalanına da bakalım. Malum bizim haberimiz sonrasında geçen 9 Ağustos günü Başkan Yardımcısı Karakaş kurumsal bir açıklama yaptı…
*
Dün yarısına baktığımız açıklamanın devamında İsmail Karakaş, “Haberi paylaşanlar arasında
yer alanların, bulundukları makamın ve kendi mesuliyet ile meşguliyetlerinin ne olduğunun idrakinde paylaşımlar yapmalarını arzu ederdik” dedi. Şimdi bir dakika burada es verelim. Karakaş diyor ki, bu Hüseyin Cumalı bir haber yaptı. Makam ve mevki sahibi insanlarda bu haberi paylaştı. Bu paylaşımları yapanların mesuliyet ve meşguliyetlerinin idrakinde olmasını arzu ederdik…
*
Şimdi adama sormazlar mı! Eyyy İsmail efendi biz ne yazdık, sen ne açıkladın! Geçen 9 Ağustos’taki açıklamanda, “Sosyal medya aracılığıyla belediyemize tepkilerin dinmediği başlığı atılarak şantiyelerden beton çıkışının izin belgesine tabi oluşu uygulamamızın yıpratılmaya, manipüle edilmeye yönelik maksatlı haberler oluşturulmasına üzülerek şahitlik ediyoruz” demedin mi, dedin. Aynen böyle dedin…
*
Peki biz canlı yayında ne konuştuk! Biz günlerce ne yazdık! Günlerce biz ne anlattık! Biz, Karasu Belediyesi’nin ilçede beton atacaklara uyguladığı “beton atacaksan o gün bize haber vereceksiniz” kararını mı eleştirdik! Yoksa biz “ilçede 60 metreküp beton atan herkesten 3 bin 105 lira belediyeye ücret alınmasının yasal mı, değil mi, yasal ise hangi maddeye göre yasal” bu kararı mı eleştirdik! Biz hangisini eleştirdik! Biz, 1 aydır, “beton atacaksan o gün bize haber vereceksiniz” kararına destek verip, beton atacaklardan bir kez daha para alınmasını eleştirmedik mi!
*
Sen buna rağmen nasıl, “şantiyelerden beton çıkışının izin belgesine tabi oluşu uygulamamızın yıpratılmaya, manipüle edilmeye yönelik maksatlı haberler oluşturulmasına üzülerek şahitlik ediyoruz” diye açıklama yaparak niye bana iftira atıyorsun! Var mı, adamlıkta, delikanlılıkta, insanlıkta, belediyecilikte, dinimizde, yaşadığımız toplumda, örf ve adetlerimizde böyle iftara atmak var mı! Sonra biz hangi yazımızda Karasu’da beton atacakların belediyeye o gün bilgi vermesini eleştirdik! Bir tane örneğini göstersene…
*
Biz tam tersine o karara destek vermedik mi! Biz “belediyenin aldığı para yasal mı, değil mi, yasal ise hangi maddeye göre yasal” sorarken, bize iftira atıp, “beton atacakların belediyeye bilgi vermezine karşı çıktığımızı” niye algı operasyonu yapmaya kalkıyorsun! Sen kime operasyon yapmaya kalkıyorsun İsmail efendi, kime! Daha okuduğunu anlamıyorsun da bana mı operasyon çekmeye kalkıyorsun! Birde hiç sıkılmadan bizim haberimizi paylaşan makam ve mevki sahibi insanlara laf sokuyorsun. İsmail efendi, sen önce aynada bir kendini bak. Ama iyi bak !!!
*
Devam edelim, Karakaş, “Bizler belli bir makamda hizmet sunan herkesten itidalli olmalarını, yanlış anlamalara sebep olacak söylemlerden kaçınmalarını ve birilerinin baskısıyla hareket etmemelerini bekliyoruz. Bunun dışında kalan her eylemi kınıyor ve bu eylemlerin karşısında duruyoruz” dedi. Ne yapıyormuş! Bizi kınıyormuş. Algı operasyonunun kralını yapan sen, kınanan ben, öyle mi! Sen kimi kınıyorsun be! Sen beni 657 devlet memuru mu zannettin! Sen beni personelin mi zannettin!
*
Bak seni bir kınarım, şaşırır kalırsın. Birde ben karşımdakini İran kınası ile kınarım. En iyisi İran kınası ve kınadım mı 30 yıl izi çıkmaz. Devam edelim, Karakaş, “ Söz konusu haberin başlığı ile içeriği arasında biz bir bağlantı kuramadık. Haber başlığının bir hedef gözetilerek oluşturulduğu çok nettir. Birilerinin basının da gücünü kullanarak Karasu Belediyesine beton alımı uygulaması sebebiyle büyük bir tepki olduğu algısını yaymak adına kurgularına devam ettiğini, vatandaşlarımızın da bu çabalara prim vermediğini ve vermeyeceğini biliyoruz” dedi…
*
Karakaş, “ Burada tepki adı altında yansıtılan şey, aslında vatandaşlarımızın tepkisi değil, bu uygulamadan rahatsızlık duyanların ve bu uygulamayı Belediyemizi yıpratmakla ilgili bir fırsat olarak görenlerin hamleleridir” diye sözlerine devam etti. Bakın, sadece bu kısma 15 gün aralıksız köşe yazarım. Karakaş, “Birilerinin basının da gücünü kullanarak Karasu Belediyesine beton alımı uygulaması sebebiyle büyük bir tepki olduğu algısını yaymak adına kurgularına devam ettiğini” diyor ya, bu muhtemel Başkan Murat Ekşi’yi kast ediyor…
*
Zaten bu olaylar başladığından bu yana benim Murat Ekşi ile birlikte hareket ederek Karasu Belediyesi’ni yıpratmaya çalıştığımı ima ediyorlar. Hatta bir adım ötesi yazayım. Son aylarda ben gazeteci Safa Polat ile çalışmaya başladım. Polat, aynı zamanda iş insanı Murat Ekşi’nin reklam ajanslığını yapıyor. Dolayısıyla Safa Polat aracılık yaptı ve bende Karasu Belediyesi’nin beton firmalarından para almasını acımasızca eleştiriyorum. Bunu içinde Murat Ekşi’den para alıyorum…
*
Birileri bunu kentte anlatıyor. Birileri bunu bu kente pompalıyor. Son aylarda Safa Polat ile birlikte iş yapmam nedeniyle birileri benim Murat Ekşi için belediyeye saldırdığım algısını yapıyor. Hatta Sakarya Barosu Başkanı bana “sahibinin sesi” dedi. Baro başkanı bunu neden dedi! Bakın, 40 yıldır gazeteciyim. Bana deli derler, köşe yazısını çok uzatıyor derler, yazıları sıkıntılı derler, tahammülleri zorluyor derler, o inandığını yazar derler. Ama bana bu kente kimse hırsız, satılık kalem, şerefsiz, para için yapmayacağı şey yoktur diyemez…
*
Yıllarca bu köşelerde yalvardım. Benim parayla yazı yazdığımı, yolsuzluğumu, şaibemi, şerefsizliğimi bilip Cumhuriyet Savcısı’na gitmeyen şerefsizdir. Yine diyorum. Benimle ilgili iddiası olan yazmaz, savcıya gitmez ise şerefsizdir. Ayrıca SATSO 34. Meslek Komitesi Başkanı ve iş insanı Murat Ekşi’nin reklam ajansını yapan Safa Polat aracılığıyla bir anlaşma yaptıysam, bu anlaşmanın gereği olarak Karasu Belediyesi’ne saldırıyorsam, Murat Ekşi’ye firmaların belediyeye verdiği parayla ilgili destek vermek için yazıyorsam rabbim beni ailemle sınasın. Çocuklarımla sınasın…
*
Ama Safa Polat aracılığıyla veya Safa Polat olmadan ben Başkan Murat Ekşi ile Karasu Belediyesi’ne saldırmam için bir anlaşma yapmadıysam, bu konuda Murat Ekşi’ye destek vermek için bir anlaşma yapmadıysam, Murat Ekşi veya bir başkasından belediyeye saldırmak için para, çek, senet, arsa, pahalı bir hediye veya her hangi maddi değeri olan bir şey almadıysam, maddi veya manevi bir menfaatim için değil. Gazetecilik anlayışım gereği bunları yazıyor veya canlı yayınlarda konuşuyorsam, ve buna rağmen birileri bana iftira atıyorsa rabbim onları çocuklarıyla sınasın…
*
Ben bu güne kadar kimsenin ailesine ve çocuğuna dil uzatmadım. Çok deli yazılar yazdım ama kimsenin ailesini hedef almadım.Ama bu kez dozu aşanlar var. Beni susturamadıkları için işi algı operasyonuna taşıyanlar var. Çok net yazıyorum. Kim ki beni bu kentte satılık kalem diye lanse ediyorsa, kim olursa olsun rabbim ailesinden çıkartsın. Allah çocuklarından çıkartsın. Öyle bir dünya yok kardeşim. Bu kent için kıçımı patiska gibi yırtacam, bu kent için yırtınacam, birileri de arkamdan şerefsizlik yapacak…
*
Devam edelim İsmail efendinin açıklamasına ve bitirelim. Belediyenin kaçak yapılar, imar kirliği, denetimsiz yapı kalmaması için yola çıktığını belirten Karakaş, “İzin belgesi ile ilgili ücretlendirmemiz bir kâr amacıyla değil, araçların takibinde kullanılacak olan maliyetli yazılımın ve kontrol aşamalarındaki giderlerin karşılanması gayesiyle belirlenmiştir” dedi.
*
Ne güzel dimi! İlçede beton atılacak ama belediye bunu takip edecek. Takip etmenin bir bedeli var. O zaman o parayı da firmalardan alacaksın. Firmalar açılırken bakanlığa, belediyeye, ilgili yerlere ödemeleri yapmış. Çalıştıkça vergisini de ödüyor. Olsun, beton atarken biz onları takip edeceğiz ve bu masrafları da yine onlardan alacağız. O zaman şöyle yapayım. Karasu Belediyesi esnafı takip ediyor. Bu takibin bir maliyeti var. O zaman bu takibi yapan zabıta ekiplerinin maaşı dahil bütün kontrol ve denetimlerin parasını esnaftan alalım…
*
Mantık bu değil mi! Beton atılırken takip parasını firmadan alacaksan, zabıta denetim parasını da esnaftan al. Ektiğiniz çiçeklerin parasını, yollara atılan asfaltın parasını, çöpleri toplarken yapılan masrafı da milletten al. Bu millet zaten para ödüyor mu! Olsun, biraz daha ödesin. Ne olacak ki! AK Partili Belediye Başkanına kim hesap soracak! Adam resmen “benim rol modelim CHP’li Manisa Büyükşehir Belediyesi” dedi, AK Parti Sakarya’da bir Allah’ın kulu hesap soramadı. Meclis kararıyla milletten alacağı paraya mı hesap soracaklar! Var mı AK Parti Sakarya’da öyle baba yiğit!
*
Son sözüm mü!
İsmail Karakaş efendi…
Önce okuyup anlayacan…
Unutma ve karıştırma…
Önce okuyup anlayacan…
Önce canlı yayını izleyeceksin…
İzlediğini anlayacaksın…
Neymiş!
Canlı yayını izleyeceksin…
İzlediğini anlayacaksın…
Sonra bana çakacaksın…
Hadi bakayım göreyim seni…
Dersine iyi çalış…
*
Bitti…
*
Not:
Bu notu buraya bırakıyorum…
*
SATSO 34. Meslek Komitesi Başkanı ve iş insanı Murat Ekşi’nin reklam ajansına gazeteci Safa Polat ile son aylarda bende iş yapıyorum. Karasu Belediyesi’nin firmalardan para almasına tepki gösteren Başkan Murat Ekşi’ye destek vermek için Safa Polat beni ikna ettiyse, Karasu Belediyesi’ne saldırmam veya Başkan Murat Ekşi’ye destek vermem adı altında para aldıysam, ya da her hangi bir hediye veya eşya aldıysam, rabbim beni çocuklarımla sınasın…
*
Ama bunların tam tersine beton firmalarından alınan parayla ilgili Murat Ekşi’ye destek vermediysem, Karasu Belediyesi’ne saldırmam için Murat Ekşi ile bir anlaşmam yok ise, hatta Safa Polat aracılığı dahil bir anlaşmam yok ise, beton firmalarını savunmak için ne Murat Ekşi’den, ne bir başkasından, hatta üçüncü şahıslardan para veya her hangi bir hediye almadıysam rabbim bu dedikoduları, iddiaları, arkamdan konuşanları çocuklarıyla sınasın. Aileleriyle sınasın…
*
Herkesin bir ailesi, bir gururu, bir şerefi, bir hasiyeti var. Biz bu kentte parayı değil, gazeteciliği seçtik. Dolayısıyla kim olursan ol şeref yoksunluğunun lüzumu yok…