Sevgili okurlarım; Kuşaklar arada kaldılar.
Bizler bilgisayarlar ile daktilolar arasında kaldık.
Tel dolaplar ile buzdolapları arasındaki kuşağız biz.
Nihansın dideden ile Love story arasındaydık.
Vitrindeki Renkli ti-vi ile evdeki siyah-beyaz arasında ne kadar gidip geldik, bilemezsiniz.
Hamburger ile köfte arasındaki kuşaktır bizim kuşak.
Mahalle bakkalı ile süpermarketlerin arasında.
Veresiye defterleri ile kredi kartlarının tam ortasındaydık.
Milliyetçilik ile yabancı sermaye arasında bir yerde.
G-string ile dantel don arasında.
Yerli malı ile marka arasında.
Aşk ile flört arasında.
Ucu parfümlü mektuplar ile e-mailler arasında.
Alın teri ile kolay para arasında.
Meyhane ile Reina arasında kaldık.
Arada kalan kuşağız biz.
Tel çember ile ateş eden pilli robot oyuncaklarının arasında kala kala büyüdük.
Arnavut taşı ile asfalt sokakların kesiştiği köşeydi yerimiz.
İşte bakın;
Cumhuriyet ile demokrasi arasında sıkıştık, birisine koşsak öbürünü yitiriyoruz.
Namus ile para arasındayız.
Hangisi?
Havuç maskesi ile botoks arasında.
Berber Mahmut ile Erkek kuaförü Lemi arasında kalmaktı bizimkisi.
Yine şaşkınız bu günlerde.
El öpülen, şeker ikram edilen ziyaretler mi, yoksa Antalya'ya gitmek mi bayram?
Aradayız yine dostlar.
Böyle günler gelip çattığında benim canım sıkılır.
Uçuk aklım eski ile yeni arasında sıkışıp kalır.
Tek ayağımın üzerinde zıplaya zıplaya dönerim.
Sonunda.
Gülmek ile ağlamak arasında.
Bükerim boynumu.
Bir yanımda sevinç, bir yanımda hüzün...
Bekir Coşkun