Sevgili okurlarım; Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayalı yönetim biçimi.

Şimdiye kadar ki en mükemmel biçim.

Çünkü insan düşüncesini, özgürlüğünü ve yaşayış biçimini kısıtlamayan rejim.

Her şey halkın elinde; Halk yöneticisini kendi seçiyor ve bu seçimi hiçbir baskı altında kalmadan yapıyor.

Türkiye'de 100 yılı Cumhuriyet'in.

Her sene olduğu gibi bir 29 Ekim daha coşkuyla;

Bağıra, çağıra, Cumhuriyet!

Naraları atarak kutlanacaktır elbette.

Aksini görmedim henüz ama nedense hiç yeterli gelmiyor bunlar.

Önemli olanın bilinçli bireyler yetiştirmek olduğuna inanıyorum.

Cumhuriyetin ayakta kalabilmesi için başkasının düşüncesini kopya eden insanlar yerine;

Kendi düşünebilen, bu düşündüklerinin doğru olup olmadığını sorgulayabilen bireyler olmalı.

Körü körüne hiçbir şeye bağlanmayan insanlar yetiştirebilmek önemli olan.

100. yılın sonucunun nereye gittiğini göremeyen değil.

Doğruyu yanlışı ayırt edemeyen değil.

Kendini geliştirmek bir yana geri geri adımlar atmayı kör sayan bir millet olması olumlu düşünmeme engel oluyor çoğu zaman.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ufacık bir kıpırtı bile görsem mutlu oluyorum, insanlarım adına.

Belki, diyorum zamanla yerleşecek ve her alanda en iyi şekilde uygulanacak cumhuriyet.

Atatürk'ün olağan üstü çabalarıyla elde ettiğimiz şimdiki cumhuriyetimizi korumak bizlerin elinde.

Unutmayalım ki bu cumhuriyet ancak bizim çaba ve uğraşlarımızla ilerler.

Kötü sonuçların sorumlusunu aramasın milletim.

Tüm olumsuzlukların sorumlusu bizleriz.

Devleti idare edenlerin seçimle iş başına geldiği yönetim şekline cumhuriyet denir.

Dünyadaki devletlerin çoğu cumhuriyetle yönetilir.

Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde egemenlik milletindir.

Millet, devleti yönetecek kişileri kendisi seçer.

Böylece halk kendi kendini yönetmiş olur...

100. yıl Cumhuriyet Bayramımızı en içten dileklerimle kutlar, sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim...