Meslekte 41. yılın içindeyim. Uzun yıllardır içinde olduğum meslek yaşantımda Sakarya’da görmediğimiz, yaşamadığımız, içine girmediğimiz gelişmeler veya olaylar kalmadı. Belki bir gün bunları bir kitapta toplarız dedikten sonra beni 1990’lı yıllara geri götüren bir buluşmayı kaleme almak istiyorum. Ancak bu buluşmadan önce 1990’lı yıllara bir gidelim…
***
Dedik ya çok uzun yıllardır bu kentte gazeteciyim. 1990’lı yıllarda Adapazarı Belediyesi
bugünkü Sakarya Büyükşehir Belediyesi idi. Dönenim belediye başkanı ise Aziz Duran’dı. Bilin bilir, bilmeyenler için not düşeyim. O günlerde Adapazarı Gazetesi’nin Sakarya Valiliği ile Adapazarı Belediyesi muhabiriydim…
***
Ramazan ayı geldi mi rahmetli Aziz Duran kimseye söylemeden koruması Hakan Çakmak ile ihtiyaç sahiplerine iftara gidermiş. Birisi bunu benim kulağıma üfleyince Aziz başkana ‘bende sizinle iftara geleyim mi başkanım’ diye rica ettim. Aziz başkan beni gerçekten severdi ve ‘gel ama fotoğraf yok’ dedi. Gittim, iyi ki de gitmişim. Hatta çok iftara beraber gittik...
***
Yeri geldi şunu da yazayım. Bir gün Şeker Mahallesi’nde öyle bir iftara gittik ki rüzgar bir yerden giriyor diğer yerden çıkıyor. Evde fareler cirit atıyor. Ezan okundu ve Aziz başkan iftar açtı. Ne yalan söyleyim! O fareleri görünce ben sofraya oturamadım. Uzun lafın kısası Aziz Başkan ile çok ihtiyaç sahiplerinin iftarına gittik ve onun reklam yapmadan nasıl fakir babası olduğunu çok yakından gördüm…
***
Öncelikle şu yazayım. Medyabar’ın kuruluş yıldönümü gecesi konu Ramazan ayından açılınca Başkan Alemdar, “Sakarya genelinde şartları uyan kim sıcak yemek isterse evine ulaştıracağız. Bende 16 ilçede bir alimizle iftar açacağız” dedi. Bunun üzerine gazeteciler, “Başkanım bizde gelelim” dedik ve Alemdar, “Tabi gelin ama tek şart var. Fotoğraf makinesi ile kamera çekimi yok. Bir de iftara gittiğimiz evlere bir yada 2 alabiliriz ” dedi…
***
Gazeteciler olarak, Başkan Alemdar’ın AK Parti Sakarya İl Başkanı ve Serdivan Belediye Başkanı olduğu dönemlerde fotoğraf makinesi ve kameraların olmadığı ev iftarlarına gittiğini biliyoruz. Ve başkanın bu teklifini kabul ettik. İlk iftara başkan Sezai Matur konuk oldu. Önceki akşam ise Sapanca’da çok güzel bir haneye konuk olduk. Sağ olsun Büyükşehir Belediyesi’nden Ümit Tandoğan Topçu, Nurettin Eryılmaz ile beni alıp götürdü…
***
İftar saati sofraya oturduk ve ezan okumasıyla birlikte Sakarya Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taha Toplu ile Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Şube Müdürü İbrahim İlkiz mutfaktan çorbaları taşımaya başladı. Başkan Alemdar elleriyle önce ev sahiplerine, sonra bize ikram yaptı. Çorbalar içildi ve başkan ile ailemiz arasında eski Ramazan’dan günümüze hoş bir sohbet başladı. Çaylardan önce ise İbrahim İlkiz sofra duasını yaptı…
***
Çaylar yudumlanırken başkan aileyle sohbette dalıp gitti. Ailenin oğlu yakında askere gideceğini, güreş yaptığını, hatta güreşte birinciliği olduğunu anlattı. Yusuf Alemdar bu, sporu duyunca boş durur mu! “Askerliğin bitince güreş için bizim Spor Hizmetleri Başkanlığı gel” dedi. O gencin yüzündeki mutluluğu keşke sizde benim gibi görseydiniz. İftar için bize kapıları aileye ‘teşekkür’ edip izin aldık. Ve bu kez başka bir eve çay içmeye konuk olduk…
***
Yaa bu Yusuf Başkan Sapanca’da beni çok duygulandırdı. Şöyle ki beni çok eski yıllara götürdü. Çay içmek için gittiğimiz evde soba vardı. Daha odaya girerken aklıma rahmetli annem ile babam geldi. Bir yandan Ramazan, bir yandan yaşlıların hayır duaları, bir yandan ahşap evler, bir yandan yanan soba ve aklıma düşen annem ile babam…
***
Gerçi bir tek benim değil, Yusuf Başkanında aklına annesi ile babası gece boyunca bir çok kez düştü. Hem Yusuf Başkan, hem ben, hem de evde bulunan herkes ölmüşlerimize gece boyunca dua ettik. Teravi Namazı yavaş yavaş yaklaşmaya başladığı dakikalarda evin hafız olan ninesi ile Başkan Yusuf Alemdar arasında İslamiyet ile ilgili çok güzel bir sohbet başladı. Ancak nine zaten hafız, baktım ki Yusuf Alemdar’da İslami konularda acayip bilgili…
***
Basın Daire Başkanı Taha Toplu’da İslami konuları iyi biliyor. Bu koyu ve hoş sohbet yapılırken, biz Nurettin Eryılmaz ile dinlemekle yetindik. Bir ara Taha başkan, “Abi sohbete katılmıyorsun” deyince bende “Ben Sapanca’nın iç kesimlerini değil de Kırkpınar’daki sahil şeridini iyi biliyoruz” dedi. Başkan Alemdar ile Sapanca’da ziyaret ettiğimiz 2 hanimizde an geldi duygulandık, an geldi eski Ramazanları andık, an geldi latife yaptık…
***
Şunu çok net yazayım. Olay, Sapanca’da konuk olduğumuz iki hane değil. Olay, bütün Sakarya’daki ihtiyaç sahiplerine imkanları zorlayarak dokunmak. Başkan bu noktada “ihtiyaç sahibi herkese sıcak yemek verilecek” çalışmasını başlattı ve başarılı bir şekilde yürüyor. Yaşlılara bakım 15 günü indi. Yani her 15 günde bir ekip yaşlılara dokunuyor. Yeni bir proje olarak “Sokağımı tanıyorum” hizmete soktu...
***
Burada sayamayacağım başka hizmetleri de Büyükşehir Belediyesi yaparken Başkan Yusuf Alemdar’ın bir çağrısını da paylaşmak istiyorum. Mutlaka hepimizin mahallesinde, sokağında, işyerinin çevresinde ihtiyaç sahipleri var. Yakınlarımız var. İşte bu ihtiyaç sahiplerine sadece Ramazan ayında değil, yılın 12 ayı imkanlar dahilinde yardımcı olalım. Sizi aşan konularda ilgili kurumlarla temasa geçelim…
***
İşin özü insan
ve biz insana
dokunalım.
Yusuf Alemdar’ın
da dediği gibi…
Asfalt…
Park…
Peyzaj…
Bina…
Her zaman
yapılabilir…
Ama bir insan
gittiği zaman…
tırnağını geri
getiremeyiz…
Onun için
Önce insan…
Kim olursa…
olsun, önemli değil…
Bizim önceliğimiz
Önce insan olmalı…
***
NOT:
Yusuf Başkanım senin sayende ölmüş annem ile babam ve biz çok dua aldık. Allah senden razı olsun…