Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sakarya İl Örgütü, Serdivan Belediyesi'nin sokak köpeklerine yönelik uygulamalarını sert bir dille eleştirdi. İl örgütü tarafından yapılan yazılı açıklamada, sokak köpeklerinin belediye şantiyesinin en ücra köşesinde padoklara hapsedilerek aç ve susuz bırakıldığı iddialarına değinildi ve bu uygulamanın kabul edilemez olduğu vurgulandı.

TİP Sakarya İl Örgütü'nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Serdivan ilçemizde toplanan köpeklerin şehir merkezinden çok uzak bir belediye şantiyesinin en uç kısmında padoklara hapsedilerek aç, susuz ölüme terk edildiğine yönelik haberleri hem duyarlı yurttaşlarımızdan hem de yerel ve ulusal medyadan öğrenmiş bulunuyoruz. Türkiye İşçi Partisi olarak bu uygulamaları kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Bu ve benzeri uygulamaların takipçisi olacağız.

Yaşanan bu korkunç görüntülerin ardından, Sakarya il örgütü olarak amacımız, daha fazla bu görüntülerin oluşmasını engellemektir. Yurttaşlar da oluşan kafa karışıklıklarını gidermek, uygulamaya konulan hayvan yasasının tam olarak ne olduğu, neyi içerdiği, yurttaş olarak neler yapabileceğimiz üzerine ortak akıl oluşturmaktır..

CHP'li Özkan'dan 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' açıklaması CHP'li Özkan'dan 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' açıklaması

En başta 17 maddelik Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapılmasına dair olan yasa tasarısındaki özellikle 4. ve 5. Maddeler tüm yurttaşlarda tepkilere neden olmuştur. Çünkü 5199 Sayılı Kanun’unun 6. Maddesinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların alındıkları ortama bırakılmaları esasken, kanunun bu hükmünün değiştirilmesine ilişkin olan 4. madde ile sokakta hayvan olmaz! Evet, doğru anladınız. Tam olarak; “sokakta hayvan olamaz, hepsini toplayacağız” ibaresini getirdiler. Milletvekilimiz Sera Kadıgil’ in 4. Maddede fark ettiği, kedi-köpek ayrımı yapmaksızın “tüm sokak hayvanları ibaresi” kedilerin de toplanmasını kapsamaktaydı. Milletvekilimizin müdahalesi sonucunda; önce “yok kedileri kapsamıyor” dediler sonra da ve maddeyi köpekleri kapsayacak şekilde değiştirdiler. Kanun teklifindeki 5. Madde tüm sokak köpeklerinin ötanazi ile öldürülmesi düzenlemesini içeriyor idi. Bu madde kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Milletvekillerimiz, parti örgütümüz, tüm muhalefet ve kamuoyunun yoğun baskısı sonucu “yok öldürmeyeceğiz” dediler. Ötenazi kelimesini kaldırıp, “toplayıp barınaklara alacağız, kısırlaştırıp bakacağız” dediler.

Ancak bahse konu 5. Maddeyi “Bakımevine alınan köpeklerden; insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen tedbir uygulanır....” Biçiminde değiştirerek tepkiler sonucu sadece ötenazi kelimesini açıkça yazmayıp, hayvanları öldürmeye yönelik düşüncelerini başka bir mevzuat maddesine dayandırdılar.

Kanun teklifinin metni henüz kamuoyuna sunulmadan mahallemizde baktığımız can dostlarımızı toplamayacaklarını söylediler. Ancak kanun teklifinde bunu sağlayacak bir madde olmadığı gibi, bu teklif TBMM’de kabul edildikten sonra belediyelerin yaptığı uygulamalarda da bu söylediklerine uymadılar. Birçok esnaf ve mahalle sakinlerinden belediyelerin sahipli, sahipsiz demeden tüm köpekleri topladığı, mahallelinin yaptığı itirazların dinlenmediği ile ilgili şikâyetler almaktayız.

Bugün hepimizin kafasının karışması normaldir. Çünkü AKP bu süreçte yurttaşın kafasını karıştırmak için her şeyi yapmıştır. Örneğin; yasa tasarısı komisyon görüşmelerinin olduğu süreçte, sonrasında ve halen tüm trol hesaplardan insanların köpekler tarafından saldırıya uğradığına yönelik yalan haberler paylaşılmıştır. Bununla da yetinmeyip TRT de dahil birçok ana akım medyada aynı yalan haberlerle hepimizin algılarıyla oynanmıştır.

Çözüm bu yasanın biran önce geri çekilmesidir. Hep birlikte kamuoyu oluşturmaya devam etmeliyiz. Fakat o güne kadar neler yapabiliriz;

1. Çıkan yasaya göre henüz bakımevi olmayan ve mevcut bakımevi koşullarını iyileştirme yoluna gitmeyen belediyeler, mahallemizde baktığımız, evcilleşmiş can dostlarımızı alamazlar. Kanun, bakımevi kurmak ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirme/kapasitelerini artırmak için nüfusu 25 bini aşmış belediyelere 2028 yılına kadar süre vermiştir. Belediyeler bu yükümlülüğünü yerine getirmeden toplama yapmamalıdır. Mahallenizdeki esnafla önceden konuşun, olası bir toplamaya şahit olursanız can dostlarımızı güvenli bir dükkana almaya çalışın.

2. Eğer köpekleri kurtaramazsanız ayırt edici bilgileri not edin, fotoğraflarını çekin, küpe numaralarını, küpe rengini not edin. Toplama yapan aracın modelini, plakasını kaydedin. Köpeklerin nereye götürüldüğünü, veteriner hekimle, resmi araçla mı toplama yapıldığını sorun. Unutmayın, uyuşturucu madde kullanılarak yapılan toplamalarda VETERİNER HEKİM BULUNMASI ZORUNLUDUR.

3. Toplama yapılırken gerçekleştirilen ihlalleri belgeleyin. 5199 Sayılı Kanun’da hayvanlara acımasızca muamele yapmak suçtur. Hukuka uygun olmayan fiilleri delillendirme amacıyla görüntü kaydetmek suç değil, haktır.

4. Ruhsatlı bakımevleri olmayan ve kedilerin yaşamasına uygun, kediler için ayrılmış özel alanları olmayan belediyeler kedileri alamazlar, barınakta tutamazlar.

Halkımızı uyarıyoruz!

Veteriner Hekimleri Odasının açıklamalarına göre; Açıkça görülüyor ki çocuklarımızın güvenliğini öne sürüp, çocuklarımızın güvenliğini hiçe sayan bir yasa uygulanıyor. Şehirlerde bizimle bir arada yaşayarak evcilleşen bu canlar toplandığında yerlerini saldırgan, vahşi hayvanlar alacaktır. Şehirleri çıyanlar, sıçanlar, yılanlar vb. yaban hayvanları saracak bulaşıcı hastalıklara sebep olacaktır.

Barınaklar yetersizdir. Ülkede tam olarak bugün kaç köpek olduğu dahi bilinmemektedir. Toplanan köpeklere, olan barınaklarda da yer bulunamamaktadır. Canlar üst üste, aç, susuz hijyen koşullarının yetersiz olduğu korkunç koşullar altıda bulaşıcı hastalıkların pençesinde savaş veriyor. Hapsedilme duygusu sonucu travma geçirerek intihar etmektedir.

Peki, niyet nedir? AKP iktidarı boyunca cebini doldurmaktan başka bişey yapmamıştır. Tam burada hayvan ticaretine hız verip, yeni bir para kapısı açma niyetindedir. İşlediği cinayetlere kılıfı ise güvenli şehirler palavrasıdır.

En başta Serdivan belediyesine karşı tepkimizi dile getirdik. Son olarak Serdivan belediyesine hep birlikte sorularımızı soralım:

Serdivan Belediyesi’nin barınağı var mı? Yoksa topladığınız köpekler nerede? Belediye şantiye alanının en ücra köşesinde padoklara hapsedilerek sefil durumda bırakılmış bu köpek görüntüleri Serdivan Belediyesi’nin korkunç ihmallerinin sonucu mudur? Öyle ise hepimizin tanık olduğu bu korkunç görüntüler sonucu köpeklerin yaşam koşulları iyileştirilmiş midir? Sorumlular cezalandırılmış mıdır? Bir daha bu korkunç görüntülerin yaşanmaması için ne gibi önlemler alınmıştır?

Serdivan belediyesine ait bir barınak yoksa hiçbir köpeği alamazsınız. 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı kanunun kendisine yüklediği bakımevi açma yükümlülüğüne 20 yıldır

uymayan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek yasayı ihlal eden, ancak yasa emrediyor gerekçesiyle her gün düzenli olarak toplama yapan Serdivan Belediyesi topladığı köpekleri bakımevi kurmadan nerede yaşatmayı planlıyor? Türkiye işçi partisi bu sürecin takipçisi olacaktır."