15 Eylül 2024 Pazar günü, Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu ve Ankara Staj ve Çıraklık Mağdurları Derneği tarafından Ulus Atatürk Heykeli önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Etkinliğe çok sayıda mağdur katılım sağladı. Basın açıklamasının amacı, mağdurların çözüm bekleyen taleplerini dile getirmek ve yıllardır süregelen bu soruna dikkat çekmekti
Açıklamanın başında, mağduriyetin birleştirici gücü vurgulandı. Katılımcılar, yıllardır süren bu sorunun sadece bir hak arayışı olmadığını, aynı zamanda insan onuruna saygı gösterilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Bir katılımcının "Kardeşliğimiz daim olsun" sözü, mağduriyetin toplumdaki birleştirici etkisine dikkat çekti. Bu mağduriyetin çözümü adına daha önce gerçekleştirilen basın açıklamaları, mitingler ve çalıştaylar hatırlatıldı.
Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu Başkanı Selçuk Aydın tarafından yapılan açıklamada, mağdurların çözüm arayışının uzun sürdüğü ve bu sürecin yıpratıcı olduğu belirtildi.
Konuşmacılar, siyasi tarafsızlık ilkesine bağlı kalarak, kimseye karşı ayrımcılık yapılmaması gerektiğini belirttiler. Hiç kimse bizim üzerimizden prim yapmasın" diyerek, bu konunun siyasetten uzak tutulması gerektiği vurgulandı. Mağduriyetin siyasi partilerden bağımsız olarak çözülmesi gerektiği ifade edilerek, herkesin bu sorunun çözümü için birlikte hareket etmesi istendi.
Basın açıklamasında mevcut hükümetin konuya ilişkin çeşitli girişimlerde bulunduğu, ancak henüz sorunun nihai bir çözüme ulaşmadığı belirtildi. Mağdurlar, ellerinden geleni yaptıklarını ve gerekirse mitinglere devam edeceklerini belirterek, çözüm arayışlarının süreceğini ifade ettiler
Mağduriyetin uzun süredir çözülmemiş olması, katılımcılar arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Ancak, yapılan açıklamada vurgulandığı gibi, bu birliktelik sayesinde sorunun çözümüne daha da yaklaşıldığı düşünülüyor.
Sakarya Staj ve Çıraklık Mağdurları Eğitim Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Fatma Canan Küsmez açıklamasında; "Bizler 1986 yılında 3308 sayılı kanun ile “Çırak, Aday Çırak, Stajyer“ olarak çerçevelendirilmiş, toplumun genelinde Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları olarak tanınan bir kitleyiz. Staj ve Çıraklık dönemlerimizde bizlere SSK girişlerimizin yapıldığı bilgisi verildi ve hatta SGK kartları teslim edilirken istisnasız hepimizi "Gençler hayırlı olsun SGK girişlerimiz erken yaşta yapıldığı için yaşıtlarınıza göre erken emeklilik hakkı elde edeceksiniz.“ bilgisi de verildi. Aynı SSK numaralarımız halen geçerli ve E-Devlet sisteminde görünüyor. Ancak bizler öğrendik ki bizlere yapılan staj ve çıraklık dönemlerimizdeki SSK girişleri emeklilik hesabından kabul edilmeyen “ kısa vadeli hastalık, ferdi kaza” primleriymiş. Yani bizlere belirtilen SGK girişlerinin hiç bir anlamı yokmuş.
1986 yılından 1999 yılına kadar 4-5 yıl çıraklık yapan yada 9 ay staj yapan o dönemin ara elemanları bu neden ile ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Bizler yaşıtlarımız gibi 13-15 yaşlarımızda evde oturmadık sanayilerde , atölyelerde çalıştık emek verdik ve hakkımız olan bizlere belirtilen SGK başlangıçlarımızın tescilini talep ediyoruz. Bu arada; Mesleki eğitim günümüz Türkiye’sinin eğitim gündeminin ana konularından biri olmaya devam etmektedir. MESEM' lerle çocuklarımız iş öğrenen değil iş gören kişiler haline getirilmiştir.
Çocuklarımız 4 gün işe 1 gün okula denilerek okullardan uzaklaştırılmış, üstelik yasal olmayarak okul saati dışında ve hafta sonları ağır işlerde çalıştırılmıştır. Yoksul halkın çocukları için tek seçenek haline gelen MESEM lerde birçok çocuğumuz fiziksel ve ruhsal sorunlar İle baş başa bırakılmıştır. Çocuklarımız buralarda uğradıkları iş kazalarında yaralanmaya ve ölmeye devam etmektedir. İşçi Sağlığı ve iş güvenliği Meclisi araştırmasına göre 2013-2022 yılları arasında toplamda 616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Alperen, Erol, Murat, Arda, Ömer, Ulaş, Zekai, Yiğit……daha niceleri son bir yılda MESEM lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirmiş 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Bu çocuklarımızın sigortaları kısa kol yattığı için hiçbir şekilde devlet tarafından da haklarının olmaması aileleri için bir başka acı olmaktadır.
MESEM' lerde daha fazla çocuğumuz yitip gitmeden MESEM adı altında gönderilen iş yerlerinin uygulamalı olarak denetlenmesi, çırak çocuklarımızın işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından korunmasını ve sigortalarının kısa kol değil başlangıç sayarak yeni bir mağduriyet yaşanmamasını istiyoruz. Konuyu sadece emeklilik talebi gibi kesinlikle düşünmeyin. Bizler akranlarımız ile birlikte çalışma hayatına başlamadık çok önceki yıllarda emek verdik, alın teri döktük ve hakkımız olanı istiyoruz." dedi.
