Son günlerde Sapanca'daki bungalov işletmelerinin 'kaçak yapı' olarak nitelendirilmesine yönelik açıklamaların kamuoyunda gündem oluşturduğunu belirten Alaçam, "Bu durum, bölgemizin turizm potansiyeline zarar verdiği gibi, sektördeki işletmelerin sağladığı ekonomik ve sosyal faydaların göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Öncelikle, bungalovların büyük bir kısmı ahşap direkler üzerine, sökülüp taşınabilir ve temelsiz olarak inşa edilmektedir. Bu özellikleri itibarıyla, bungalovlar sabit veya betonarme yapılar gibi değerlendirilmemekte ve mevzuat gereği "yapı" sınıfına girmemektedir. Nitekim, Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (SASKİ) şikayetleri üzerine, yetkili mahkemelerce atanan bilirkişiler tarafından yapılan incelemelerde, temelsiz ve beton kullanılmayan bungalovların yapı statüsünde olmadığı ve kaçak yapı olarak değerlendirilemeyeceği tespit edilmiştir. Mahkemeler de bu doğrultuda işletmelere yönelik cezai işlem yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir" diye konuştu.
"Eğer kamuoyunda kaçak yapı sorunu tartışılacaksa, Sapanca ve çevresindeki gerçek sorunlara dikkat çekmek gerekir." diyen Alaçam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler, Sakarya'nın dört bir yanında yer alan betonarme kaçak katlar, ruhsatsız binalar ve hatta resmi açılışlarla tanıtımı yapılan kaçak teraslar gibi açıkça mevzuata aykırı yapıların da ele alınmasını talep ediyoruz. Ancak SAVİBU olarak bizim önceliğimiz bu tartışmalar değil, sektörümüzün Sapanca ve ülke turizmine sağladığı katkıların ön plana çıkarılmasıdır. Sapanca, doğal güzellikleri ve eşsiz atmosferiyle ülkemizin turizm cennetlerinden biridir. Derneğimizin çalışmaları sayesinde; yüzbinlerce yerli ve yabancı turist bölgeye çekilmekte, bölgenin ekonomik potansiyeli artırılmakta ve yerel halkımıza istihdam ve gelir imkanları sağlanmaktadır. Ayrıca, derneğimiz bugüne kadar turizm sektörünü koruma ve geliştirme adına birçok önemli girişimde bulunmuş, dolandırıcılık sorununa karşı verdiğimiz mücadele sayesinde 250.000 kişinin mağduriyetini önlemiştir."
