Sakarya Barosu İnsan Hakları Merkezi’nden yapılan açıklama şu şekilde:
"İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu 18.03.2025 Tarihli Toplantısında 28 kişinin yatay geçiş kararlarının ve bu kararlara dayalı olarak bu kişilerin elde ettikleri mezuniyetlerin ve diplomaların 'yokluk' ve 'açık hata' gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptal edilmesine karar vermiştir. 28 Kişinin Diploması açıkça hukuka aykırı şekilde iptal edilmiştir. Yalnızca diplomaları iptal edilen kişilerin hakları ihlal edilmemiş bununla birlikte tüm toplumun hak ve menfaatlerini tehlikeye düşmüştür. Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasının ardından gelen bu haber, hukukun değil belirli kişi ve kurumların görüşlerinin yansıması olduğu ve toplumun iradesini yönlendirmeye çalışıldığı endişeleri içerisindeyiz.
Temelinde ülkeye maddi ,manevi değer katmak üzere nesiller yetiştirme görevi bulunan bir eğitim kurumunun yetki gaspında bulunarak diplomaların iptaline karar vermesi hukuk kurallarının hiçe sayıldığını göstermektedir. Hukuken yok hükmünde olan bu kararın kabulü mümkün değildir. Yatay geçişe karar veren İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu , hazırlayan İşletme Fakültesi Birimi, imzalayan ise İşletme Fakültesi Dekanı iken yetki ve usulde parallelik gerekliliği de göz önüne alındığında İstanbul Üniversitesi’nin kararı açıkça yok hükmündedir.
Anayasa’nın 6. maddesinin son fıkrasına göre “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”, yine Anayasanın 123. maddesine göre “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” İdare hukukunda yetkiler, kamu düzeni ile ilgili olmasının sonucu olarak Anayasa ve kanunlarla belirlenir.
İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’na soruyoruz . Yetkisini kimden aldı?
Eğitim almak ve buna bağlı haklar, kamu hizmetidir .Kamu hizmetlerinin düzenli şekilde yerine getirilmesini sağlamak yetkili organın, kurumun göreviyken yetkisi olmayan bir hususta karar alan İstanbul Üniversitesi yönetim kurulunun kararı ne usule ne de esasa uygundur .
Anayasa Mahkemesi’nin Abidin Pişgin kararında belirtildiği üzere: “Hatalı işlemden kaynaklanan tüm sorumluluğun başvurucuya yüklenerek -işlemin tesisinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtikten sonra- diploma iptaline karar verilmesi iyi yönetişim ilkesinin unsurlarından olan idarenin tutarlılığı prensibiyle de çelişmekte ve kamu menfaatleri ile bireysel yarar arasında kurulması gereken dengenin bozulmasına yol açmaktadır.” Kişilerin diploma ve buna bağlı edindiği kazanılmış haklara ilişkin sonradan yapılan müdahaleler özel hayat ve aile hayatına saygı hakkını açıkça ihlal etmektedir.
Sakarya Barosu olarak; hukukun üstünlüğünü savunmaktan, temel hak ve özgürlüklerin korunmasının sağlanması maksadıyla mücadele etmekten kaçınmayacağımızı ve kararlılıkla ilerleyeceğimizi, hukuka aykırı karar ve uygulamaların karşısında duracağımızı kamuoyuna duyururuz."