Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde mimarbaşılık yapan Sinan, inşa ettiği camiler, külliyeler, medreseler, hamamlar ve köprülerle İstanbul'un silüetinin ve kimliğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahip. Anadolu'dan Balkanlara, Kırım'dan Ortadoğu'ya uzanan geniş bir coğrafyada eserler bırakan Sinan, Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya geldi. Mimar Sinan’ın memleketi Kayseri’de inşa ettiği Kurşunlu Camii, Üsküdar'daki Mihrimah, Atik Valide ve Eminönü’ndeki Rüstem Paşa Camii’ne benziyor. Koca Sinan’ı büyük bir gururla anan Kayserililer, bu mimari dehanın diğer eserlerini de görmek için Kayseri İstanbul uçak bileti alarak İstanbul’a geliyor. Böylece Mimar Sinan'ın İstanbul'daki seçkin eserlerini inceleyerek, onun mimari vizyonunu, yapılarındaki geometrik mükemmelliği ve ışık-mekan dehasını yakından inceleyebiliyorlar. Tüm dünyanın hayranlık duyduğu Mimar Sinan’ın birbirinden güzel eserleri İstanbul’un dört bir yanında ziyaretçilerini bekliyor.

1. Şehzade Camii

Mimar Sinan çıraklık eserim dediği Şehzade Camii’yi, 1543-1548 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman'ın genç yaşta vefat eden oğlu Şehzade Mehmet anısına inşa ediyor. Fatih semtinde yer alan caminin ikişer şerefeli çift minaresi bulunuyor. Ana kubbe ve dört yarım kubbesi olan camide simetrik bir düzen ve kusursuz geometri hakim. Avlusunda bulunan revaklar, zarif sütunlar ve şadırvan ile ziyaretçilerin beğenisi kazanan Şehzade Camii, Sinan'ın gelecek eserlerinin habercisi olarak görülüyor. Camide Şehzade Mehmed ve Hümaşah Sultan’ın türbeleri yer alıyor.

Güven Hasbaş safra kesesi ameliyatı oldu Güven Hasbaş safra kesesi ameliyatı oldu

2. Rüstem Paşa Camii

Eminönü'nde bulunan Rüstem Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve kızı Mihrimah Sultan'ın kocası olan Rüstem Paşa adına 1561-1563 yılları arasında inşa edildi. Caminin günümüzdeki yerinde eskiden Halil Efendi Mescidi veya Kenise Mescidi bulunuyordu. Bu mescidin yeri çukurda kaldığı için Mimar Sinan, caminin altına dükkanlar yerleştirilerek yapıyı sağlamlaştırdı. Rüstem Paşa Camii'nde yer alan çiniler ziyaretçilerin en beğendiği alanlar diyebiliriz. Özellikle lale motifli olanlar başta olmak üzere duvarları ve sütunları kaplayan bu çiniler, Osmanlı çini sanatının en başarılı örneklerinden sayılıyor. Küçük bir cami olmasına rağmen zarif kubbeleri, merkezi planı ve ışık düzeni ile mimari açıdan mükemmel bir dengeye sahip.

3. Süleymaniye Camii

Mimar Sinan’ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camii, İstanbul’a gelen herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Eşsiz mimarisi, muhteşem manzarası ve huzur veren bahçe alanı ile Süleymaniye Camii, 1550-1557 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edildi. Yapı, dört minaresi ve 53 metre yüksekliğindeki ana kubbesiyle dikkat çekiyor. Klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan cami, kompleks bir külliye içinde yer alıyor. Cami ışık düzeni, akustik özellikleri ve estetik dengesiyle Mimar Sinan'ın bu alandaki dehasını gözler önüne seriyor. Külliye alanında medreseler, kütüphane, hamam, sıbyan mektebi gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbeleri de burada yer alıyor. Şehrin silüetinin vazgeçilmez bir parçası olan Süleymaniye Camii’ni görmek ve atmosferini deneyimlemek için İstanbul’a gelecekseniz uçak seyahatinizi özellikle bahar ve yaz aylarına planlamanızı tavsiye ederiz. Enuygun.com’un seyahat uzmanları İstanbul’daki tarihî ve kültürel yapıları gezmek için en ideal zamanın nisan-mayıs ayları olduğuna dikkat çekiyor. Böylece camide ibadet etmenin yanında muhteşem deniz manzarasının ve yemyeşil bahçesinin tadını çıkarabilirsiniz.

4. Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar ve Fatih)

Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan adına 1547-1548 yıllarında inşa edildi. Denize yakın konumda bulunan cami, Sinan'ın ince zevkini ve ışık kullanımındaki ustalığını gözler önüne seriyor. Bol pencereli yapısıyla içeriye dolan ışık, camiye etkileyici bir atmosfer katıyor. Ana kubbeyi destekleyen üç yarım kubbesi ve zarif minaresiyle Üsküdar siluetinin önemli bir parçası olan caminin medrese, hamam ve çarşıdan oluşan külliyesi, Osmanlı sosyal yaşamının yapısını yansıtıyor.

Edirnekapı'da bulunan ikinci Mihrimah Sultan Camii ise 1562-1565 yılları arasında yine Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan için inşa edildi. İstanbul surlarının yanında, şehrin en yüksek tepelerinden birinde yer alan bu cami, Sinan'ın olgunluk döneminin önemli eserleri arasında yer alıyor. Geniş pencereleri ve yüksek ana kubbesi ile ışığı içeriye ustaca alan yapı, şehre hakim manzarası ve ince düşünülmüş mimarisiyle dikkat çekiyor.

Bu iki caminin kulaktan kulağa yayılan bir hikayesi bulunuyor. Efsaneye göre Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’a aşık oluyor. Mimari alanındaki başarısının yanı sıra bir matematik dehası olan Sinan, ismi güneş ile ay anlamına gelen Mihrimah Sultan’ın isteği üzerine bu iki camiyi inşa ediyor. Yılın belirli günlerinde bir caminin arka cephesinden güneş batarken diğerinden ay doğuyor.

5. Haseki Külliyesi

Fatih ilçesinde bulunan Haseki Külliyesi, Mimar Sinan'ın erken dönem eserlerinden olup, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan adına 1538-1551 yılları arasında aşamalı olarak inşa edildi. Mimar Sinan’ın mimarbaşı sıfatıyla gerçekleştirdiği ilk eser olan külliye, cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve darüşşifadan oluşuyor. Klasik Osmanlı mimari özelliklerini yansıtan külliyenin cami dışındaki yapıları dönemin sosyal ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış. Günümüzde Diyanet Akademisi İstanbul Haseki Reisülkurra Abdurrahman Gürses Dini İhtisas Merkezi olarak hizmet veriyor.

6. Atik Valide Külliyesi

Üsküdar'da bulunan Atik Valide Külliyesi, III. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan için 1570-1579 yılları arasında inşa edildi. Sinan'ın olgun dönem eserleri arasında yer alan cami, medrese, darüşşifa, imaret, sıbyan mektebi, tekke ve hamamdan oluşan geniş bir kompleks. Cami, merkezi kubbenin etrafında düzenlenmiş yarım kubbeler ve köşe kubbeleriyle dengeli bir mimariyi gözler önüne seriyor. Eğimli bir arazide ustaca konumlandırılan külliyenin yapıları, teraslı bir düzende tasarlandığı için ortaya hoş bir manzara çıkıyor.

 

7. Zal Mahmud Paşa Camii

Eyüp semtinde bulunan Zal Mahmut Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı Zal Mahmud Paşa ve eşi Şah Sultan adına 1577 yılında inşa edildi. Eğimli bir arazi üzerine inşa edilen cami, Sinan'ın topografyaya uyum sağlama konusundaki ustalığını gösteriyor. Avlu, minare ve duvarları ile ziyaretçilerini etkileyen camide Zal Mahmud Paşa türbesi de yer alıyor. Türbe sekizgen, tek kubbeli, girişi 6 sütunlu bir revaktan oluşuyor.

8. Mağlova Su Kemeri

Mağlova Su Kemeri, 1554-1562 yılları arasında İstanbul’da Alibey Deresi üzerine inşa edilmiş. Mimar Sinan'ın mühendislik dehasını sergileyen en etkileyici yapılarından biri olarak ziyaretçilerini büyülüyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle, Kırkçeşme Su Yolları sisteminin bir parçası olarak inşa edilmiş. 258 metre uzunluğunda ve 36 metre yüksekliğindeki bu görkemli su kemeri, Alibey ve Kağıthane derelerinin birleştiği vadide yer alıyor. Sinan, kalın ayaklar üzerinde yükselen kemerli yapıyı, sel baskınlarına dayanacak şekilde tasarlamış, kesme taşların arasına kurşun akıtarak yapıyı güçlendirmiş. Mağlova Su Kemeri, 33 adet kemer başta olmak üzere, bentler, havuzlar, çeşmelerden oluşuyor. Estetik görünümü ve mühendislik örneği ile Sinan'ın cami dışındaki alanlarda da ne kadar usta olduğunu kanıtlayan muhteşem bir eseri İstanbul’u ziyaret ettiğinizde mutlaka görmelisiniz.

9. Kılıç Ali Paşa Külliyesi

Tophane'de bulunan Kılıç Ali Paşa Külliyesi, Osmanlı donanmasının ünlü kaptanı Kılıç Ali Paşa adına 1580-1587 yılları arasında inşa edildi. Cami, türbe, medrese, hamam ve sebilden oluşan külliye, deniz kenarında yer alıyor. Caminin ana kubbesi, Sinan'ın Bizans Osmanlı mimarisini ustaca harmanladığını gösteriyor. Denizci bir paşa için inşa edilen külliyede, denizcilik alanından izleri de görebilirsiniz. Kılıç Ali Paşa Külliyesi, Sinan'ın farklı mimari gelenekleri bir araya getirmedeki yaratıcılığını sergileyen önemli bir eser.

 

10. Sokullu Mehmet Paşa Camii

Kadırga'da bulunan Sokullu Mehmet Paşa Camii, Sinan'ın Selimiye Camii’den sonra, 1571-1572 yıllarında Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ve eşi İsmihan Sultan adına inşa ettiği bir eser. Dik bir yamaçta yer alan cami, eğimli araziyi ustaca değerlendiren bir mimariye sahip. Yapıdaki İznik çiniler, camiye renk ve ışıltı katıyor. Ana kubbe, yarım kubbeler ve köşe kubbeleriyle mükemmel bir örtü sistemi oluşturan cami, küçük olmasına mekan organizasyonu ve iç mimari detaylarıyla Sinan'ın en zarif ve ince işçilikli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.