Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 94’üncü konuşmacısı, ‘Kanserin Geleceği (ve Göreceği)’ konulu söyleşiyle İstanbul Medipol Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öncel oldu. Moderatörlüğünü Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feride Taşkın Yılmaz'ın üstlendiği söyleşide; kanser, kanserin ülkemizdeki görülme sıklığı, kanserin önlenebilir risk faktörleri, kanserde erken tanının önemi, kanser araştırmalarındaki son gelişmeler ve kanserin gelecekteki tedavi yöntemleri üzerine konuşuldu. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.


Kanser tek bir hastalık değil

SUBÜ ve SAMİB iş birliği ile Robot ve Teknoloji Olimpiyatları düzenlenecek SUBÜ ve SAMİB iş birliği ile Robot ve Teknoloji Olimpiyatları düzenlenecek

Kanserin tanımı ve önemi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mustafa Öncel, “Kanser sanılanın aksine tek bir hastalık değil, birbirinden farklı seyreden 200'den fazla hastalık grubunu içeren geniş bir yelpazedir. Bu hastalıkların önemi hem yaygın görülmelerinden hem de tedavi süreçlerinin hastaların yaşam kalitesini etkileyebilmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca, kanser ölümcül bir hastalık olabilir ve bu açıdan bence her çağda bilinmesi gereken bir rahatsızlık. Avrupa Birliği verilerine göre her yıl yaklaşık 1 milyon insan kanserden hayatını kaybetmekte ve 3 milyon yeni kanser vakası görülmektedir. Endişe verici bir şekilde, insanların yaklaşık %40'ı kanser riski altında ve bu oran giderek artmaktadır. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, 2035 yılında dünya genelinde kanser sayısının yaklaşık iki katına çıkması bekleniyor. Gençlerde de bazı kanser türlerinde artış gözlemlenmektedir. Özellikle benim de yakından çalıştığım kalın bağırsak kanserlerinin yaklaşık %13'ü 50 yaşın altında görülmektedir ve bu oranın 2030'da daha da artacağı öngörülüyor” diye konuştu.


Kanseriz ya da kanser adayıyız

Kanserden korunmanın önemini ve korunma yollarını anlatan Öncel, “En önemli noktalardan biri, her 10 kanserden dördünün önlenebilir olmasıdır. Fakat Avrupa Birliği'nde kanser tedavisine ayrılan bütçenin sadece %3'ünün korunma ve önleme çalışmalarına ayrılması düşündürücü bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Kanserden korunmak için genel olarak doğal bir yaşam tarzı benimsemek ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Sigaradan kesinlikle uzak durmak, önlenebilir kanser nedenlerinin başında gelmektedir. Unutmamalıyız ki, her birimiz ya kanseriz ya da kanser adayıyız. Kanserden korunma konusunda bilimsel bir ilerleme için öncelikle sorunun farkında olmak gereklidir. Tıpkı Semmelweis'in 1850'li yıllarda Viyana Üniversitesi'ndeki doğum sonrası enfeksiyonların nedenini sorgulayarak el yıkamanın önemini keşfetmesi gibi. Semmelweis, birinci klinikteki yüksek ölüm oranlarının nedenini sorgulamış ve basit bir önlem olan el yıkama uygulamasıyla enfeksiyon oranlarını önemli ölçüde düşürmüştür. Bu örnek, bir sorunu doğru bir şekilde tanımlamanın bilimsel gelişmeler için ne kadar kritik olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.


Kanser tanı ve tedavisinde önemli gelişme

Kanserin tanı ve tedavisinde çok önemli gelişmeler olduğunu dile getiren Öncel, “Artık o bildiğimiz kalın bağırsak kanseri, meme kanseri gibi genel tanımlamalar pek kalmayacak. Onun yerine, hastadan basit bir kan örneği alacağız. Bu tümörden parça almak gibi zahmetli olmayacak. Bu kan sayesinde kanserin hangi alt tür olduğunu kesin olarak bileceğiz. Ve en önemlisi, bu alt

türe özel ilaçlar geliştirip hastaları bu ilaçlarla tedavi edeceğiz. Biz buna şimdiden kişiselleştirilmiş veya hedefe yönelik tedavi diyoruz. Bu sıvı biyopsi dediğimiz kan alma yöntemi, tümör biyopsisine göre hem daha kolay hem de kanser hücrelerinin farklı yapısı düşünüldüğünde daha doğru bilgiler sunabilir. Çünkü kana en saldırgan hücreler çıkıyor ve biz de onlardan haberdar oluyoruz. Hatta belki ileride hasta olup olmadığımızı anlamak için bile bu kan testlerini kullanabileceğiz. İşte geleceğin kanser tedavisi büyük oranda böyle şekillenecek.”


Gençlerden beklenti büyük

Kanserin gelecekteki tanı ve tedavi yöntemlerinden bahseden Öncel, “Gelecekte nanoteknoloji kanser tanı ve tedavisinde önemli roller üstlenebilir. Belki vücuda yerleştirilen sensörler sayesinde kanser hücreleri ilk ortaya çıktığında tespit edilebilecek. Yapay hücreler kanser hücreleriyle savaşabilecek veya sentetik biyomarkerlar kanser hücrelerini daha kolay tanımamıza ve tespit etmemize yardımcı olabilecektir. Tıp ve bilim, geçmişe kıyasla inanılmaz bir hızla ilerlemektedir. Kendi kariyerimde bile bu denli hızlı değişimlere tanık oldum. Özellikle yapay zekânın kanserle ilgili uygulamalarda çok önemli bir yeri olacağı kanısındayım. Şu anda bile yapay zekâ, akciğer filmlerini bir radyologdan daha iyi okuyabilmekte. Hasta yönlendirmesi, travma hastalarının yönetimi ve ilaç tasarımında yapay zekânın büyük bir potansiyeli bulunmaktadır. Genç meslektaşlarımın bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmelerini ve bu önemli alana katkıda bulunmalarını ümit ediyorum. Ülkemizin gençlerinden beklentilerimiz büyüktür” dedi.