İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi, şehirdeki mevcut yapı stoku envanteri ve kentsel dönüşüm süreciyle ilgili açıklamalar yapmak üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Semih Uçar, toplantıda yaptığı konuşmada, mevcut yapı stoku hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Valiliğe ve belediye başkanlıklarına yazılar gönderildiğini belirterek, bu yazılarda yapıların deprem performansının ivedilikle değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Uçar, özellikle 1999 depremi sonrası, yapı güvenliğini artırmaya yönelik mevzuat değişikliklerinin hayata geçirilmesinin önemine değindi.
İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Semih Uçar, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"Odalarımız Tarafından, Mevcut Yapı Stoku Hakkında Bakanlığımıza, Valiliğimize, Kaymakamlıklarımıza, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve Alt Kademe Belediye Başkanlıklarımıza, Yazılar Gönderildi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına, Valimize ve Belediye Başkanlarımıza yapı stoku envanterinin ivedilikle çıkarılarak, yapıların deprem performansının değerlendirilmesi, can ve mal güvenliği için, yapılarda gerekli güvenlik iyileştirilmesinin yapılması veya yapılmasının sağlanması talebiyle yazı gönderildi.
Topraklarımızın ve nüfusumuzun büyük bir bölümünün deprem tehlikesi altında olduğunu vurguladığımız yazıda, 1999 Depreminde yaşanan büyük yıkım sonrasında denetim ve uygulamadaki yetersizliklerin kanun koyucular tarafından da kabul edilerek mevzuatta büyük değişikliklere gidildiği, mevzuat değişikliklerinin tamamının, yapı güvenliğini artırıcı tedbirler içerdiği, ilgili idarelere de gerekli denetimleri yaparak, bu tedbirlerin alınması, gerekli girişimlerde bulunulması ve mevzuatın hayata geçirilmesinin sağlanması görevi verildiğini dile getirdik.
Bu görevlerin yerine getirilmesi için öncelikle, ülkemizdeki mevcut yapı stokunun risk durumuna ilişkin, yapı envanteri çıkarılmasının gerekli olduğu ortaya konulmuş olmasına rağmen, günümüze kadar ayrıntılı bir yapı stoku envanteri çıkarılarak, bilgilerinin kamuoyu ile paylaşılmadığını ifade ettiğimiz yazımızda, son 20 yılda 6 imar affı yasası çıkarılarak, mevzuata aykırı eklentiler veya değişikliklerin, gerekli tedbirler alınmadan kâğıt üstünde yasal hale getirildiğini, yasalara aykırı olarak üretilen yapıların “imar aflarıyla” bağışlanmasıyla kaçak yapılarınyasallaşmasının sağlandığını, ancak imar affından yararlanan binalara ve bu binaların mevcut durumlarına ilişkin, bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmadığına dikkat çektik.
Yapıların kullanım aşamasında, İdarece herhangi bir denetimden geçmediği, yapının statiğini etkileyecek müdahalelerin, ancak görünür düzeyde ve herhangi bir şikâyete konu olmuşsa, idari işleme tabi tutulduğu belirtilen yazımızda, yapılarda kullanım ömrü boyunca değişen ihtiyaç ve beklentiler nedeniyle, yapılan tadilatların etkileri de dikkate alındığında, binaların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerektiğini, kontrol sorumluluğunun da ilgili idarelerde olduğu dile getirdik.
Yazımızda, İnşaat Mühendisleri Odası olarak kamusal sorumluluğumuz gereği depremlerin ülkemiz için yeniden bir felakete dönüşmemesi için, vatandaşlarımızın yaşam hakkının korunması konusunda, İdarenin kamusal ve anayasal görevleri gereği, gerekli girişimlerde bulunularak yapıların deprem performansının değerlendirilmesi, yapılarda güvenlik iyileştirilmesinin yapılması, yapıların kullanımı boyunca düzenli kontrolden geçirilmesinin sağlanması hususunda, ivedilikle gereğinin yapılmasını talep ettik.
Başta Anayasa olmak üzere mevcut mevzuat gereği; afet riskine karşı tedbir almak; riskli yapıları tespit etmek ; riskli yapıların risk durumuna göre güçlendirilmesini ya da yıkımını sağlamak; güvenli ve sağlıklı yaşama çevreleri teşkil etmek; imar mevzuatına, plan projelerine aykırı yapıları tespit etmek ve bu konuda gerekli önlemleri almak devletin, kurumların ve belediyelerin asli görev ve sorumluğunu hatırlattık. Son olarak 3 Aralık 2024 tarihli Anayasa Mahkemesince verilen kararla da bu husus ayrıca vurgulanarak devletin, kurumların ve belediyelerin yurttaşların yaşam hakkını koruma ve denetim sorumluluğunu da hatırlattık.
2025 yılının Kentsel dönüşüm için milat olmasını, tekrar vatandaşlarımızın aynı can ve mal kayıpları ile karşılaşmaması için,insanların can ve mal güvenliklerini öncelikleyerek, depremden sonra yara sarmak için değil, depremden önce hazırlıklı olmamız gerektiğini vurgulayarak, sizlere sağlık mutluluk ve bol kazançlar getirmesini umuyor ve hepinize iyi seneler diliyorum."