Yapı denetim sisteminde yapılması öngörülen değişiklik hakkında basın açıklaması yapan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Semih Uçar, "Yapı Güvenliği ticari ilişkilere kurban edilemez!" dedi.

Uçar, açıklamasında şunları kaydetti:

"Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 18.11.2024 tarihinde Meclis’e sunulmuş olup ilgili Kanun Teklifi, mesleğimiz ve meslek alanımız ile ilgili birçok değişiklik içermektedir. Bakanlık tarafından hazırlanan ve yapıların güvenliğini etkileyen bu değişikliklerle ilgi Odamızın da içinde bulunduğu hiçbir meslek odasından görüş alınmamıştır. Yapı güvenliğinden birinci derece sorumlu olan Odamızın ve diğer meslek disiplinlerin bağlı olduğu meslek odalarının görüş ve uyarıları dikkate alınmadan hazırlanan bu değişiklik taslağı, yapı güvenliğini sağlamaktan uzak olup mevcut mevzuatın daha da gerisine düşmektedir.


Mevcut durumda 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamına giren bütün yapılara yapı denetim kuruluşları elektronik dağıtım sistemi ile atanmaktadır. Yeni değişiklik ile 500 m2 altında alana sahip yapılar elektronik dağıtım sistemine dahil edilmeyip yapı müteahhidi istediği yapı denetim firması ile sözleşme yapabilecektir. 500 m2 üzeri işler de ise 2 adet yapı denetim firmasına atama yapılarak müteahhit firmaya herhangi biriyle sözleşme imzalama yetkisi verilmektedir. Yapı müteahhidinin kendini denetleyecek yapı denetim firmasını seçmesi güvenli yapı üretimi açısından büyük risk oluşturmaktadır. Yapı üretim sürecinin en önemli unsuru olan yapı denetim firmaları, uhdesinde bulunan yapıları kamu adına denetleme yetkisine sahiptir. Müteahhit firmaları ile yapı denetimi adına herhangi bir pazarlığa girmemeleri, kamu adına bağımsız hareket etmeleri, güvenli bir yapı denetimi için zorunludur. Yapı denetim sisteminde daha önce denenmiş olan müteahhitlerin kendini denetleyecek firmayı seçmesi büyük sorunlara ve denetim zafiyetine sebep olmuş, yeterli denetim sağlanamadığı belirtilerek dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından “Müteahhitler ile yapı denetim firmaları arasında ahbap çavuş ilişkisi

Gümrükönü Vergi Dairesi borçlu listesi yayınladı! Gümrükönü Vergi Dairesi borçlu listesi yayınladı!

oluşmuş, tadı kaçmış, binaları kimse denetlemiyor” gibi ifadelerle müteahhidin kendini denetleyecek yapı denetim firmasını seçtiği sistem eleştirilerek elektronik merkezi atama sistemi başlatılmıştır. Bu değişiklikle geriye doğru düzenleme yapılarak yapıların denetimi ticari ilişkilere kurban edilmektedir.


Yine bu değişiklik taslağındaki önemli maddelerden biri de yapı denetim hizmet bedelidir. 595 sayılı KHK ile oluşturulan ilk yapı denetim sisteminde ilgili bakanlık, %4-8 oranında belirlediği hizmet bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun kapsamında önce %3’e sonra da %1,5’e düşürmüştür.Yeni değişiklikle yapı inşaat alanı 1.000 (dahil) metrekareye kadar olan yapılarda hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin %1,75’i, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas yapı inşaat alanı 1.001 metrekareden 50.000 (dahil) metrekareye kadar olan yapılarda hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin %1,5’i, diğer yapılarda hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin %1,25’i kadar olması istenmektedir. Değişiklik taslağında belirlenen bu yapı denetim hizmet bedeli ile sağlıklı ve güvenli yapıların üretilmesi mümkün değildir. Yapı denetim kuruluşları düşük ücretlerine karşılık en büyük maliyet unsuru olarak gördükleri mühendis ve mimarların ücret ve giderlerini kısmaya çalışmakta, nitelikli işgücünden kaçınmaktadırlar. Yapı Denetim firmalarında mesleğinin gereğini yapan on binlerce meslektaşımız üstlendikleri sorumluluğa göre son derece düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Bakanlık tarafından belirlenen bu hizmet bedelinin yetersizliği denetim hizmetlerinde kalite sorununa ve teknik personelin ücretlerinde hak kayıplarına neden olmaktadır. Sağlıklı, güvenli ve kaliteli yapıların üretilebilmesi için hizmet bedeli oranının %3,50 seviyesinden başlatılması gerekmektedir.


Yapı denetim kuruluşlarına ödenecek hizmet bedeli, Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Bölgeler ve Sanayi Siteleri onaylı sınırı içerisinde yer alan tüm yapılar için indirim oranı teşvik adı altında artırılarak %50 sınırına çıkarılmıştır. Bakanlık denetim bedelinden sanayicilere teşvik sağlamaktadır. Teşvik gerekiyorsa bunu denetim bedelinden değil vergi, SGK primi vb. kalemlerden sağlanmalıdır. Son derece düşük ücretlerle denetim faaliyetlerini sürdüren Yapı denetim firmaları bu teşvik indirimleriyle nitelikli bir denetim hizmeti verememektedir.


Topraklarının %92’si deprem tehlikesinde bulunan Ülkemizde son zamanlarda meydan gelen depremler büyük yıkımlara ve can kayıplarına yol açmıştır. Cumhuriyet tarihimizin en ağır felaketinin yaşandığı 6 Şubat Depremlerinin etkisi henüz geçmemişken yapılması istenen bu değişikliklerle denetim hizmetinin “kamusal” niteliği yok sayılmakta, yapı denetim sistemi ticarileştirilerek piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmektedir. Bu şartlarda sağlıklı bir inşa süreci mümkün olamadığı için mevcut riskli yapı stokumuza yeni riskli yapılar eklenerek, olası depremlerde toplumun can ve mal güvenliği tehlikeye atılarak büyük bedeller ödetilmektedir."