Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 77’inci konuşmacısı, 'Devrim Otomobillerinden TOGG’a' konulu söyleşiyle Kurumsal İletişim Danışmanı Kemal Kaptaner oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ İletişim Koordinatörü Öğretim Görevlisi Dr. Halid Özgür’ün üstlendiği söyleşide; Türkiye’nin yerli otomobil macerası ele alındı. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.
Öğrencilere tarih bilincinden uzak kalmamaları gerektiğini hatırlatan Kurumsal İletişim Danışmanı Kemal Kaptaner “En yeni teknolojileri merak edebilir ve araştırabiliriz. Kendimiz yeni icatlar da yapabiliriz. Tüm bunları yaparken milli duygulardan ve vatanseverlik kavramından uzak kalmamalıyız. Yerli motor denince Türkiye’de akla gelen ilk isim Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır. Onun önderliğinde Gümüş Motor, 250 ortağı ve 6 milyon liralık sermaye ile Türkiye’nin ilk yerli motorunu üretmek için kurulmuştur. Öncelikle su motorları üretmeye başlayan fabrika; otomobil, kamyon, askeri araçlar ve uzun vadede tank, uçak motoru üretecek bir vizyonla hareket etmiştir. Sonrasında yapılan engellemelerin yanı sıra sermaye yapısı değişikliği ile zarara uğrayan Gümüş Motor ismi ve yapısı değiştirilerek Pancar Motor olmuştur. Günümüzde Anadolu’da Pancar Motor halen tarım alanlarında kullanılıyor” diye konuştu.
Devrin otomobili
Devrim Otomobili’nin 61 yıl sonra yine bir 29 Ekim günü ‘devrin otomobiline’ dönüştüğünü belirten Kaptaner, “Türkiye’de en çok ihracat yapılan sektör otomotiv sektörüdür. 13 tane otomotiv firması Türkiye’de üretim yaparken tek eksik olan yerli bir otomobil firmasıydı. Bu eksikliği de TOGG ile giderdik. TOGG’un fabrikası Bursa’da kuruldu ve fikri mülkiyet hakları tamamen yerli. Bu ülkemiz için gurur verici bir durum. TOGG için araçların Bursa’ya İtalya’dan geldiği, gemilerle limana getirildiği gibi şaşırtıcı komplo teorileri ve karalama bilgiler ortaya atılıyor. Bu söylemleri duydukça iyi ki fabrika açılışına gitmişim, gözümle görmüşüm diyorum. TOGG 40 bin satış rakamıyla iki yılda çok başarılı bir ivme yakaladı. Başarıların ardında çok büyük emekler var” ifadelerini kullandı.
Teknofest’in kendi başına bir teknoloji üretim merkezi haline geldiğini vurgulayan Kaptaner, “2018’deki ilk Teknofest’te 14 kategoride 20 bin genç yarışmıştı. Fakat günümüze baktığımızda bu sayı rekor artışla 50 kategori ve 1 milyon 650 bin gence ulaştı. Bu kadar genci ekosisteme sokmak muazzam bir başarı. Yarışmacıların yarışmada denediği ve sonrasında ticarileşerek savunma sanayiinde kullanılan birçok ürün var. Uzay konusunda birçok çalışma yapılıyor. Geçtiğimiz zamanda iki vatandaşımız uzay macerasını yaşadı. Umarım bu astronotlarımızın arasında SUBÜ öğrencilerimiz de olur. Vizyonumuzun çıtasını yüksek tutmalıyız ki hayallerimizin ötesine geçelim. Mesela bir Mars vizyonunuz varsa, dünyaya hâkim olabiliyorsunuz. Her Türk vatandaşı bu çalışmaları yapan kurumu desteklemeli. Çünkü uzay yolu bir fantezi değil, ülkenin gelişmesi için gerekli bir yol” dedi.
