Melih Ayaz

40. olağan genel kurulunu gerçekleştirerek, Başkan Hasan Alişan ile yeni bir döneme adım atan Sakarya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (SESOB) basın mensupları ile toplantı düzenledi. SESOB Başkanı Hasan Alişan ve yönetim kurulu üyelerinin düzenlediği toplantı ile basın mensuplarına yeni dönemde yapılacak olan faaliyetler hakkında bilgilendirme yapıldı.

SESOB Başkanı Hasan Alişan aynı zamanda toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. 

"SİLAHIMI ELİMDEN ALIN"
Seçimlerde karşısına aday çıkmamasıyla ilgili konuşan Alişan, "Bir taraftan eleştirdiğimiz siyasetin faydalı olduğu işler var. Bir taraftan eleştiriyoruz bir taraftan desteklediğimizi söyleyeyim. Bizim yanlışımızı ortaya koymayanların asla bizim yanlışımız dahi olsa doğru algısı bizde hâkim olur bizde devam ederiz böyle. Ta ki siz basın mensuplarının görevi sadece haberi yazmak değil. Ben otuz yılı aşkın süredir buradayım. Niye ben seçiliyorum niye bana aday çıkmıyor? Benden korkuyorlarsa silahımı alın. 

Benim hizmetlerim varsa susun. Ben tehdit ediyorsam silahımı alın elimden. Siz basın mensubusunuz ya silahlarımı alın elimden. Tehdit ediyorsam da beni gereken yerlere şikâyet edin. Ben artık iş yapmak istiyorum müsaade edin iş yapalım. Bizde şu var müşteri memnuniyeti diye bir algı vardır. Müşteri memnun ki rakip çıkmıyor. Memnun olunmayan yerde rakip çıkar bu kadar basit. Evet, ben Oto Sanatkârlar Odası başkanıyım rakip çıktı.  Demek ki eksik yaptım bazı konuları. Ama bana vermeyin beni rahatlatın. 

Evet, seçim kaybetmek psikolojik anlamda savaş anlamına gelir ebetteki buna birkaç şeyin etkisi vardır. Biter en azından. Bizde bir daha da temel olur bir daha aday olmam dedim onu kaybedersem. Niye bunu söylemeye çalıştım. Bizim her yaptığımız her söylediğimiz doğru olmayabilir. Ama birlikte bu şehri yönetirse birlikte yönlendirirseniz fevkalade iyi olur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"LOKASYON İÇİN TERCİH ETTİK, PARAMIZ BU KADAR"
Yeni SESOB hizmet binası için neden Ticaret Merkezi'ni tercih ettiğini de açıklayan Alişan, "Bina ile ilgili bunun üst katı bir dükkânlar iki ofis katı üçüncü de ofis katıydı. Komplesini alıyoruz biz onun. 1600 m2 toplam. Bize yeter mi bize yeter. Bunu biz kaça aldık biz bunu 15 milyona aldık döşeli vaziyette iken. Niye burayı tercih ettik lokasyonu çok güzel bir lokasyon.  Bizim için ulaşım açısından önemli bir de yaptığımız yatırımı yarın öbür gün değerlendirme açısından önemli. Biz bunun için düşündük. Lokasyon olarak düşündük. Yani bu kadar para verebiliriz yok başka paramız. 

"KİMSEYE BOYNU BÜKÜK KALMADIM, VERİRİM PARASINI ALIRIM TAPUSUNU"
Ben hiç kimseye boynu bükük kalmadım dimdik yürüdüm. Kimseye müdanam yok benim. Büyükşehir’e de olmaz. Veririm parasını alırım tapusunu. Bu kadar basit. 15 milyon çok para mı? Elbette ki çok para. Yetki aldım ben. Genel kurulunun 13. Maddesine bakarsanız o yetkide ne anlatılıyor yazıyor. Ben planlı projeli yapmaya çalıştım. Şimdi yapmak zorunda mıyım nasıl olsa genel kurulu geçtim. Hayır! Ben insanı borcum, vicdani borcum, sorumluluk sahibi olduğum için bu riske giriyorum. Yoksa bir dahaki seçimden önce bir riske girerim ondan sonra seçimde bir paket yaparım cebime koyarım bir dahaki döneme hallederim. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. 

Burada odalarımız gelecek mi elbette ki gelecek. Ama şu var bu odalarımızı daha güçlü hale getirilebilmesi için arkadaşlarımızı oraya getireceğiz. Onların da yapması gereken ödev ve sorumlulukları olanlar gelecek. Yoksa yani tabirimi uygun görün, sakın farklı anlaşılmasın. Yan gelip yatarak asalak takımdan da asla. Herkes kötü komşu olayım da mal sahibi yapayım onları diye biraz da şey yapacağım. Örnek anlamına getireceğim. Yoksa sadece Esnaf Sanatkâr Odaları Birliği değil. Bizim şuan birliğimizde ortalama yani bir ayda 4000-5000 kişi giriyor. Biz buraya hayat getireceğiz. 5000 kişi az değil. Şöyle bir rakama bakarsanız 500 kişi önemli bir rakam. Çeşitli işlemler için gelen arkadaşlarımız var. Bu ay hatta bu ayda 5000'i de geçtik galiba genel kurul falan vardı onlardan dolayı geçtik. 

Niye bunu söylemeye çalışıyorum. Biz buraya değer katacağız, değerli bir yer. Yarın öbür gün esnaf sanatkârlara katkı sağlayacağını bildiğimiz için burayı biz planladık. Allah razı olsun Büyükşehir Belediye Başkanımıza talep ettik. O da kendi meclisinde zaten kendisi ifade etti. Biz de verebileceğimiz rakamı söyledik illere. Para bir tarafa, mal da bir tarafa. Tapularımızı alacağız. 23 tane tapu var orada." diye konuştu.

"SAVAŞSA SAVAŞ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL"
Muhalif oda başkanlarını yeni SESOB hizmet binasına almayacağını söyleyen Alişan, "Ben bu güne kadar şunu yaptım. Ne söylediysem her şeyi yerine getirmeye çalıştım. Asla bizim odalarımız ile ilgili bir sorunumuz yoktur. Ha var mı var. Onlar da çıkacak zaten. Zaten onlar gelemez. Açık ve net gelemez zaten! Kaç tane derseniz zaten herkes biliyor. Bizim binamızda olup da bizim tabağımızdan yemek yiyip de beğenmeyen insanlar bizim yanımızda olmayacak bu kadar basit. Ben sağ olduğum sürece izin vermeyeceğim. Bunun nesi doğru nesi yanlış onu bilemem onu siz değerlendirirsiniz. Ama ben de insanım, benim de nefsim var. Yeter artık! Yeter artık her türlü şey yapacak, benim yerimde olacak benim şehrimde olacak, yürüyüşü farklı olacak yok öyle. Kimse kusura bakmasın yapmayacağım. Savaşsa savaş hiç önemli değil." dedi.

"BAZI ŞEYLERİ HAZMEDEMİYORUZ"
Alişan, "Bana siz sordunuz genel kuruldan önce çok agresiftiniz diye daha baştan söyledim. Evet, doğrudur bazı şeyleri hazmedemiyoruz. Ama yönetici olduğumu da biliyorum. Şimdi elbette ki kucak açacağım herkese beyaz sayfa açacağım. Ama inadında bazı hareket edenler vardı mesela aslı astarı olmayan konuları basına taşıyanlar vardır. Bende de var bir sürü. Düne kadar biz de bizi mahkemeye verip bizden para tahsis edenlere tekrar dava açtık biz kazandık. Biz bunu basına mı vereydik yakışır m bu bize? Yakışmaz, olmaz, böyle bir şey de yok. Asla öyle bir şey mevzu değildir biz uzlaşmacı tarafız. Uzlaşacağız ama şu var karşımızda olanı da yok edeceğiz bu kadar basit. Yani dün şöyle oldu böyle oldu, böyle bir şey yok. Birliğe yakışır mı? Yakışmaz, bende insanım ben de nefis taşıyorum. Herkes haddini bilecek! Başta önce ben bileceğim haddimi. Ben ki kurumlara karşı haddimi biliyorum. Herkes ama herkes üyesinden yukarısından aşağısına kadar herkes haddini bilecek bana karşı. Ben şuan bir kurumun temsilcisi sıfatında buradayım yoksa Hasan Alişan olarak sizleri ne davet ettirme hakkım var öyle bir şey yok. Ama ben bir kurum temsilcisi olduğum için ben zaten sizleri sizler de itibar ettiniz zaten Allah razı olsun. Geldiniz itibar gösterdiniz. En güzel şekilde yapmaya çalışacağım." dedi.

"Kongrede yaptığınız konuşma siyasiler tarafından tepki topladı. Bunu hakkında ne söyleyeceksiniz" sorusunu yanıtlayan Alişan, "Birileri kızmış olabilir, ben siyasetçiye kızmam.  Biz şunu yapıyoruz,biz müşteri memnuniyetini bilen bir kesimin temsilcisiyiz. Biz her kesimi kucaklayan insanlarız. Onun için ben yalan söylemediğimi söyledim bir tek Allah var dediler." ifadelerini kullandı.