Stadyuma gelmeden önce oğlu talihsiz bir kaza geçiren Gökhan İn tüm bunlara rağmen basının karşısına çıktı ve çok tartışmalı geçen başkanlık süresince başından geçen olaylar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Gökhan İn, basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"80 günlük başkanlık sürecime 80 aylık olay sığdırdığım"
Bugün sizlere, son zamanlarda tüm spor kamuoyunun merak konusu olan, 80 günlük başkanlık sürecime 80 aylık olay sığdırdığım bu zaman diliminde olanı biteni anlatmak için buradayım.
Göreve geldiğimiz günden bu yana bize en çok sorulan, en çok merak edilen konulardan biri, benim kulübe neden başkan adayı olduğumdu. Öncelikle bunu anlatmak istiyorum.
Benden önceki kulüp başkanımız sayın Cumhur Genç, başkanlığı bırakmak istediğini söylediğinde, Sakaryaspor ile ilgili izlenimlerimi yoğunlaştırdım. Aslında uzunca bir süre de bekledim. “İlla birileri bu takıma sahip çıkar” dedim ama olmadı. Süre azaldıkça içimi bir hüzün ve korku kapladı. Baktım kulüp kayyuma kalacak, şehir imajı ulusal anlamda da kötü etkilenecek, Sakaryaspor’a faydası olacağına inandığım çevremdeki isimleri tek tek arayarak adaylık için bir yönetim kurulu listesi çıkardım.
Hemen ardından da şehrimizin önemli bürokratlarından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ali İhsan Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yusuf Alemdar ve AK Parti İl Başkanı Sayın Yunus Tever’i arayarak aday olacağım bilgisini onlarla paylaştım. Bununla beraber, kendilerinin listemde görmek istediği isimler ile ilgili önerilere de açık olduğumu belirttim. Bu süreçte de ne kendim, ne listemle ilgili olumsuz bir geri dönüş almayınca, adaylığımı resmileştirdim.
"Borç bizim değildi"
Kulüp ibra edilirken, hem kürsüde hem de farklı mecralarda 18 milyon tl olduğu söylenen borcun, aslında 40 milyon TL civarında bir para olduğunu öğrendim. Başkan seçilmemin hemen akabinde…
Bunun 15 Milyonu SSK ve vergi borcu, 8 Milyonu transfere engel olan borç, 10 milyon eski futbolcuların borçları, 4 buçuk milyon kulübün borçlu olduğu özel firmalar ve 5 buçuk milyon TL de önceki dönem forma şirketine olan borç…
Kulübü devraldığımızda bünyemizde 5 futbolcu, kulübün kasasında da 12 bin TL parası vardı.
"Ummadık taş baş yardı."
Şehir bizden hareket bekliyor, transfer bekliyor dedik ve hemen aksiyon almaya başladık derken; ummadık taş baş yardı. Şehrimizin elektrik dağıtım firması olan Sepaş tarafından, tesisimizin elektriği sürpriz bir şekilde kesildi.
Hemen ortalığı velveleye verdiler; “Oo bu yönetim daha elektrik borcunu ödemiyor Allah sonumuzu hayretsin” falan diye…
Arkadaşlar, borç bizim değildi 2023-2024 yılları arasında tam 42 ödenmemiş fatura birikmiş, bunların da toplam tutarı bir buçuk milyon TL.
Şimdi burada akıllara gelen ilk soru, 2023’ten beri kesilmeyen elektrik, biz göreve geldiğimizin hemen akabinde neden kesildi? Hem de ben burada değilken…
Biz o gün Birol başkanım ile birlikte İstanbul’da, Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın Hasan Arat’ın yanındaydık. Tesisteki arkadaşlar beni aradı, durumu anlattı. Bunun üzerine ben de yönetim kurulumdan bazı isimlerin yanı sıra bir iki bürokratı aradım.
Tamam ödeyeceğiz ama bari kesmesinler, kulübün adı böyle saçma bir şeyle gündemi meşgul etmesin istedim. Sayın Sepaş Genel Müdürü de faturaların hepsi ödenmediği müddetçe elektriğin kesik olacağını söylediler. Aynı gün hızlıca aksiyon aldık, faturayı ödedik ve konu kapandı.
Ama soruyorum arkadaşlar, böyle bir şey kimin aklına gelir..?
"Beş milyon TL’lik borcu, senede imza atıp kendi üzerime aldım"
Tüm bu olumsuzlukların arasında bir şeyler yapmaya çalıştık. Bir şeyler dediysem, önemsiz şeylerden bahsetmiyorum. Futbolcuların üzerlerine giyecek forma yoktu.
Neden? Çünkü kulübümüzün Samsunlu CRS isimli bir firmaya 5 milyon TL’lik bir borcu varmış. Bakın bu da hesapta yok. Hemen aksiyon alarak yine hesapta olmayan bir şey için 5 milyon TL lik de bir senet imzalamamız istendi.
Ben Gökhan İn olarak, hani sizin nezdinizde, çekçi başkan, senetçi başkan Gökhan İn olarak, yönetimimi araya koymadan, beş milyon TL’lik borcu, senede imza atıp kendi üzerime aldım, daha sonra bu firma, ödemeleri yapmamıza rağmen yine bize ürün vermemeyi tercih etti. Bizden bir anlaşma talep etti. Bunun üzerinden yönetimimden bir iş adamı, bu süreci üstlendi ve firmaya 10 Milyon TL ödeme yaparak, şu anda sporcularımızın kullandığı 1 milyon 600 bin TL değerindeki, futbol ürünlerini hibe aldı ve kulübümüze kazandırdı.
Nerede o Dükkan54’ü sattı diyen arkadaş?
Ha bir de, 10 Milyon TL karşılığında ek olarak, Dükkan54’ü de doldurduk ve burada yapılacak olan cironun yüzde 15’ini sabit gelir olarak kulübümüze kazandırdık. Nerede o Dükkan54’ü sattı diyen arkadaş?
Bu takım 160 milyona kuruldu
Gelelim futbolculara;
Yerli ve yabancı olarak çok sayıda profesyonel futbolcu getirdik. Bunların 6’sı yabancı,15’i yerli. A takımı böyle kurduk. Bir de sizin çok sevdiğiniz bir konu var. 13 futbolcu, ismi belli olmayan diyorsunuz ya… Bunlardan 2 tanesi biz geldiğimizde kulüpte vardı. Bizim bu kardeşlerimiz üzerinden para kazandığımızı ya da kulübü borçlandırdığımızı ileri sürenlere sesleniyorum; bu arkadaşların kulübümüze maliyeti sadece asgari ücret. Yani her birine asgari ücret karşılığında imza attırarak yedek kadromuzu da kurmuş olduk.
Arkadaşlar biz 1. Lig’te mücadele ediyoruz. Rakiplerimiz kimler? 650 milyona, 500 milyona, 450 milyona, takımlar kurulurken, herkesin imrenerek baktığı ve 350 milyon TL’ye kurduğumuzu iddia ettikleri takımı biz 160 milyona kurduk. Bakın tekrar söylüyorum, bu takım 160 milyona kuruldu. Futbol camiasının önemli isimleri, ‘Helal olsun bu takımı nasıl kurdun?’ diye övgü yağdırırken, bazı basın organları da ortalığı yangın yerine çevirmeye çalıştı ve sonuç olarak Sakaryaspor bugün bu halde.
Neyi amaçladınız ve böyle yaparak ne elde ettiniz, inanın anlamadım, sanırım hiçbir zaman da anlamayacağım.
Kaos dolu günlere
Şimdi gelelim kaos dolu günlere...
Özellikle önümüzü tıkayan bürokrat kelimesinin altını bir dolduralım...
Kulübümüze geçtiğimiz yıldan sponsor Remley Firmasının değerli sahibi Yunus Bey bizzat kulübümüzü ziyaret ederek yeni sezonda takımın yanında olmak istediğini bizzat şahsıma iletti. Ancak Yunus Bey geçmiş sezondaki Sayın Ekrem Yüce ve Sayın Cumhur Genç ile olan fotoğrafı Yusuf Alemdar ve benim ile birlikte tekrar çekilmek istedi.
Bu makul talebin karşılığında kulübün bu yılki tüm bütçesini karşılayabilecek bir rakamla sponsor olabileceğini söyledi. Ne kadar masum bir istek değil mi? Bir fotoğraf karesine bir sezonun masraflarını çıkaracağız.
Bunun üzerine ben bu talebi Yusuf Alemdar'a ilettim. Kendisinin de benimle aynı duyguları paylaştığını düşündüm. Ancak bu masumane talebe Yusuf Alemdar cephesinden olumlu bir yanıt alamadık. Sakaryaspor bir sezonluk hikaye'yi bir fotoğraf karesine sığdıramayan Sayın Yusuf Alemdar'ın bu tutumunu kamuoyu ve büyük Sakaryaspor taraftarının takdirine bırakıyorum. Sorun bu fotoğraf karesinde benim yer almam mıydı? Yoksa bu karenin Sakaryaspor'a çok şey kazandıracak olması mıydı?
Arkadaşlar bu anlaşmayla koca bir sezonu garanti altına almıştık. Bilmem farkında mısınız?
Biz sizin yazdığınız, herkesin sandığı gibi Yusuf Alemdar’dan ya da başka bir bürokrattan asla para istemedik. Sponsor görüşmeleri için bizlere destek olsun, arkamızda bir güç olarak bulunsun istedik. Bağlantıları da kurduk. Pek çok yerle sponsorluk görüşmesi gerçekleştirdik ama bizim yanımızda durmadılar.
Son bir haftadır yapılan bu konuşmalar bizim başkanlığımızda yapılsaydı, şu an Sakaryaspor bu durumda olmayacaktı.
Biz tüm bunlarla uğraşırken, bir de benim futbolcu lisansları üzerinden para kazandığımı söylediler. Bırakın beni, hiçbir yöneticim böyle bir şeye alet olmaz.
"60 günlük görev süremiz boyunca 45 milyon TL ödedik."
Biz listeyi yazarken, bu yola baş koymuş insanları seçtik ama ‘’Yüzleri iyi değil’’ dediler.
Üzerimizde ciddi bir psikolojik baskı da vardı yani. Buna rağmen tüm olumsuzluklara kulak tıkayan yönetim kurulu üyelerim ve ben, 60 günlük görev süremiz boyunca 45 milyon TL ödedik.
13 milyon transfer yasakları için, 10 milyon Samsun’daki forma firması için, bir de oraya verilen 5 buçuk milyon civarı birkaç senet var. 7 milyon 200 bin SGK ve vergi borcu için, 5 milyon futbolcu peşinatları için, 2 milyon TL kamp giderleri için, 1 buçuk milyon elektrik kesintisi için, 1 buçuk milyon tesisin diğer giderleri işte deplasman giderleri vesaire vesaire…
Tüm bunların yanında kulübe gelen para ise sadece 20 milyon 200 bin lira. 13 milyonu Sayın Yusuf Alemdar’dan, 7 milyonu ise TFF’den geldi. Bunların da yeri vardı biliyorsunuz…
Bizi ibra etmeyeceğini söyleyenler var. Biz 20 milyonun hesabını mı veremeyeceğiz? Bize para çaldı diyenler, kulübe ne girmiş ki haşa huzurdan neyi çalacağız? İddia eden, ispatla mükelleftir. İddiasını ispat edemeyen de namerdin önde gidenidir!
"Kongrede görüşürüz"
Biz halen bu kulübün başındayız ve kulübe başkan olmak isteyen bir kimsenin ilettiği bir liste henüz yok. Yani Pazar günü kongrede bir aday çıkmaması durumunda kongrede ibra ya da seçim süreçleri yaşanmayacak. Ben ve yönetimimin başkanlığı devam edecek. Ben hala buradayım. Allah’ın izniyle bu kulüp kayyuma da kalmayacak!
Olağanüstü kongre kararı alıyorum, beni kimse aramıyor… Olması gereken bu muydu, soruyorum size.
Ben takımı kurdum, şu an takımı dağıttılar. Bir hiç, bir inat uğruna… Geçen haftalarda Çorum maçında futbolcular kazan kaldırdı, futbolcuların parası taahhüt edildi. Şu an topçular gitmek istiyor. Bana bu olağanüstü kararı aldırmasalar, ben bir şekilde sözümü tutar, o paraları öderdim.
Son günlerde sayın Yusuf Alemdar, Sakaryaspor için, ne kadar güzel, yapıcı konuşmalar gerçekleştiriyor değil mi? Bu güzel açıklamaları, benim 80 günlük başkanlık sürecimde neden yapmadı?
Tekrar ediyorum; ben hala bu kulübün başkanıyım. Şimdi tesisleri gezsinler hesaplara baksınlar diye birilerini gönderiyorlar. Arkadaşlar önceki açıklamalarıma bakın, bunu zaten ben söyledim ‘’Gelin bizi inceleyin, denetleyin‘’ dedim. Ben yokmuşum gibi davranıp benim arkamdan yapılan bu oyunlara ne gerek var? Ben kapıları kime kapattım?
Önümüzdeki cumartesi günü Şanlıurfa maçı var. Salı günü Yusuf Alemdar beni aradı. ‘’Başkan biz bu maçı nerede oynayacağız?’’ dedi. Ben de şaşırdım. Bana kongre kararı aldıranlar, maç yerini ayarlayamayıp beni arıyor.
Geçtiğimiz haftalarda biz, binbir güçlükle, pendik, esenyurt stadyumlarını ayarlarken, TFF’ye bir telefon kaldırmayan bürokratlar bana genel kurul kararı aldırdıktan sonra şimdi nasıl yapacağız diye yine bana soruyorlar. Yine TFF’yi ben arıyorum…
Ben kongrede 68 oyla seçildim diye benimle dalga geçenler, o gün kongreye dahi gelmeyen, şehrin ileri gelenlerine tek laf edebildiler mi? Ben, şahsımı yalnız, Sakaryaspor’un sahipsiz bırakıldığını orada anladım.
Şimdi şehirden olmayan, şehir ruhunu taşımayan biri ya da birileri, bu kulübün başına gelsin diye deli gibi propaganda ve delege çalışmaları yapıyor.
Bu durumu da kamuoyunun takdirine ve yüce Allah’ın adaletine havale ediyorum.
Kongrede görüşürüz arkadaşlar teşekkür ediyorum…