Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi "Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” demiş,
Gazetecinin kalemi, gerçeğin sesi, halkın gözüdür. Bu kutsal kalem, özgürce aktığında, karanlıklar aydınlanır, adalet yerini bulur, toplum ilerler. Gazetecinin görevi, sadece haberleri aktarmak değil, aynı zamanda halka sorular sormak,yanlışları ortaya çıkarmak ve vicdanın sesini yükseltmektir.
Eğer gazeteciler susturulursa, özgürlük zincirlenir, demokrasi zayıflar. Korku ve sansür gölgesinde filizlenen toplumlar,sağlıklı bir şekilde gelişip büyüyemezler. Unutmayalım ki, gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir insan hakkıdır.
Gazetecilerin özgürce yazabilmeleri için şunlara ihtiyacımız var: Gazetecilerin, haberlerini yaparken yasalara uygun şekilde korunması ve keyfi yaptırımlardan muaf olması gerekir.
Medya kuruluşlarının, siyasi ve ticari baskılardan bağımsız olması ve tarafsız habercilik ilkelerine bağlı kalması hayati önem taşır.Gazetecilerin haklarını savunan ve özgür basını destekleyen güçlü bir sivil topluma ihtiyaç vardır.
Gazeteciye özgürlük, topluma ışıktır. Bu ışığı söndürmemek, hepimizin görevidir.
Özgür basın, özgür bir toplumun temelidir.
Gazetecilerin kalemini kırmak, gerçeğin sesini susturmaktır.
Herkesin bilgiye erişim hakkı vardır. Bu hakkı savunmak hepimizin görevidir.
Tüm meslektaşlarıma özgür ve bağımsız bir şekilde çalışmalarını sürdürmeleri dileğiyle. Kaleminiz daim, sesiniz güçlü olsun.
Saygılarımla.