Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adapazarı eski ilçe başkanı Ayşe Füsun Çetin,  bugün başlayacak ve 6 gün sürecek CHP'nin Tüzük Kurultayı’na dair değerlendirmelerde bulundu.

Kurultayın partinin geleceği açısından kritik bir dönemeç olduğunu vurgulayan Çetin, parti içi demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çetin ayrıca, tüzük kurultayında yüzeysel değişikliklerle yetinilmesinin CHP’nin gelecekteki seçim başarılarını riske atabileceğini ifade etti.

Saadet Partisi Olağan 9. Olağan Kongresi başladı Saadet Partisi Olağan 9. Olağan Kongresi başladı

Çetin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Tüzük kurultayının partimize, ülkemize demokratik, çağdaş aydınlık yarınların müjdecisi yol göstericisi olması dileğiyle  hayırlı olsun. 
       Umuyor ve diliyorum ki bu tüzük kurultayı güçlü bir örgüt yapısının ancak eşitlikçi geniş katılımı önceleyen, böylelikle parti aidiyeti gelişmiş  her kademede üyesinin fikrinin parti politikalarının oluştuğu tüm parti katmanlarınca amasız fakatsız dikkate alındığı ,mahalle delegesinden ilçe il yönetimlerinin genel merkez ve genel merkeze çöreklenmiş delege ağalarının sadece oy olarak gördüğü kliklerin grupların egemenlik savaşlarının neferlerince değil cumhuriyeti içselleştirmiş liyakat sahibi yurtsever sorumluluğu tasıyan liyakat sahibi partililerin aktif olarak yer aldığı ,dinamik tabana rağmen değil tabanın teveccühünü kazanmış insanlardan oluşan bir örgüt yapısının oluşmasının önünü açacak değişim kararlarının alındığı bir tüzük kurultayı olur.
 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi ve ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti içi demokrasinin sağlanması, hem CHP’nin hem de Türkiye’nin geleceği açısından yaşamsal önemde bir konudur.
CHP’nin  Parti Programı’nda ve Parti Tüzüğü’nde ortaya konan ,temel ilkeleri olan cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, milliyetçilik, devrimcilik, sosyal demokrasi, demokratik solculuk ilkelerinin partide egemen kılınması; tepeden inme değil, tabandan tavana bir örgütlenme modelinin kurulması; oligarşik güç odaklarının değil, seçmenin, tabanın, örgütün, halkın CHP’de egemen olması için, parti içi demokrasinin etkili kılınması, mutlak bir zorunluluktur.
CHP’nin 2024 belediye seçimlerinde elde ettiği seçim başarısının sürdürülebilir olması, CHP tabanının ve seçmeninin CHP yönetimine verdiği kredinin devamlılığının sağlanması, CHP’de bölünmelerin ve parçalanmaların önlenmesi, CHP tabanının ve örgütünün CHP’ye sahip çıkması için de, parti içi demokrasinin mutlaka tesis edilmesi gerekmektedir.
Tüzük Kurultayı’nda göstermelik ve yüzeysel değişikliklerle yetinilmesi, 38. Olağan Kurultay sürecinde verilen sözlerin tutulmaması, CHP’nin bir sonraki seçimleri kaybetmesine yol açacaktır.
Tüzükle ilgili tartışmaların ve görüşmelerin “partiyi geriye götüreceğini” iddia edenler, CHP’yi AKP gibi hiçbir şeyin tartışılmadığı ve görüşülmediği bir siyasi partiye dönüştürmeye çalışmaktadırlar.
Tüzüğe ilişkin 42 yıllık parti üyesi il kadın kolları başkanlığı ,ilçe başkanlığı , belediye meclis üyeliği , eczacı odası başkanlığı kurultay delegeliği görevlerini onur ve gururla yapmış biri olarak genel anlamda önerilerim;
*TBMM ve belediye seçimlerinde yüzde 5 oranında genel merkez kontenjanı hariç, adayların tamamının yargı denetiminde önseçimle belirlenmesi.
*Sağlıklı bir üye yapılanması için parti içi eğitimin etkinleştirilmesi; mahalle kongrelerinin ilçe ve il kongreleri formatında ve demokratik bir biçimde yapılmasının zorunlu kılınması ve bu kongrelerdeki usulsüzlüklerin önlenmesi; 
*Kongrelerde ve kurultayda, blok listeyle seçime gidilmesinin zorlaştırılması, her üyenin aday olabildiği çarşaf listeyle seçime gidilmesinin kolaylaştırılması; 
*Kongrelerde ve kurultayda birden fazla adaya imza verilmesinin sağlanması; 
*Partinin yetkili organlarının çalıştırılması; genel başkanın ve MYK üyelerinin bazı yetkilerinin sınırlandırılması, 
*Parti Meclisi’nin yetkilerinin artırılması; 
*İki genel seçimi üst üste kaybeden genel başkanın bir daha genel başkan adayı olmaması; 
*Partinin programındaki ve tüzüğündeki temel ilkelere tüm üyelerin uymasının sağlanması konusunda önlemlerin alınması gibi unsurlar bulunmaktadır.
*İl ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına milletvekillerine en fazla 3 dönem kısıtlaması getirilmesi.
CHP’yi asıl geriye götürecek şey demokratik bir tüzük arayışı değil bu önerilere karşı çıkıp parti içi demokrasinin önünü kesmek olacaktır!
       Parti kaynaklarından edinilen bilgiye göre yeni tüzüğün oluşturulma sürecinde 47000 önerinin sadeleştirilmesi ile 4000 e yakın önerinin komisyonda değerlendirildiği düşünülürse; 
1. CHP Sakarya il örgütünün tüzük oluşturulma sürecine ilişkin önerilerinin yer aldığı bir raporu var mıdır, Varsa içeriği Sakarya örgütünün tabanı ile paylaşılmış mıdır? 
2.Böyle bir rapor var ise CHP Sakarya il yönetimi bu raporu hangi koşullarda, kimlerle görüş alış verişi yaparak hazırladı?
3.Tüzük kurultayı tarihi belirlendikten sonra, kendini bu değişim sürecine katkıkoymak adına sorumlu  hisseden parti üyelerinin katılımı ile gündemi  sadece tüzük değiişimi olan toplantı hatta toplantıları yapmak  ortaya  çıkan fikir ve önerileri Sakarya örgütünün görüş ve önerileri olarak bir rapor halinde  kurultaya taşımak çok mu zordu?
4. Kentin milletvekili PM üyesi il başkanı ve kongrede oy kullanacak delege arkadaşlar tüzüğün kabulü yada reddi yönünde kullanacağınız oyun rengini fikrini sorma gereği bile duymadığınız dolayısıyla hiçbir fikriniz olmayan   parti emekçilerinin  talep ve isteklerine göre mi yoksa sarsılmaz bir aidiyet duygusuyla sizi oralara taşıyanların parti içi iktidarını hedefleyen bir tercihle mi kullanacaksınız.
Tüzükte ne yazdığının değil, neyin uygulandığının anlamı olduğunu savunan yöneticiler olarak i, parti tüzüğünün, partinin anayasası ve yasası olduğu gerçeğini yok sayamayız..
İktidarı gerçekten isteyen ve iktidara gerçekten hazırlanan partinin tüm örgütleri tüzük çalışmalarını da genel ve yerel seçimler de aday belirlemelerini de bu istekle uyumlu biçimde gerçekleştirmeli, iç çalışmalarına ilişkin tartışmalara bile tüm toplumu katmalıdır. Bu anlayış, iktidardan yakınan tüm kesimleri iktidar yürüyüşünde yanına çağırmaktır."