Eğitim-Bir-Sen Sakarya Şubesi Teşkilat Toplantıları kapsamında Kaynarca ve Taraklı’da ilçe yönetim kurulu üyeleri ve okul temsilcileri ile bir araya gelerek sendikal gündemi değerlendirdiler.
Eğitim-Bir-Sen Sakarya Şube Başkanı Murat Mengen toplantılarda yaptığı konuşmada; "Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağının yasalaşmış olması bizim açımızdan olumlu adımların desteklenmesi mağduriyetlerin giderilmesi açısından önemlidir ancak bu durum noksanlıkların kabulü anlamına gelmez aksine çabanın ve mücadelenin devamı anlamına gelmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak bu noksanlıkların giderilmesi, öğretmenlerin hak ve yetkileri ekseninde içeriğinin geliştirilmesi adına yetkili ve sorumlu kişi ve kurumlar nezdindeki çabamız sürecek, mücadelemiz ve mesaimiz devam edecektir.'' dedi.
Mengen; "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı’nın, değerlerine önem veren, bilgiyi beceriye dönüştüren, başarılı nesiller yetiştirecek bir müfredat olarak hayata geçirilecek olması yerinde olsa da yeni müfredatın uygulamaya konularak istenen sonuçları sağlaması ancak öğretmenlerin uyum sağlamasıyla mümkündür. Bu amaçla öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerine ağırlık verilmeli; öğretmenler, yeni müfredatı özümsemeleri ve öğrencilerine aktarabilmeleri için desteklenmeli ve teşvik edilmelidir" şeklinde konuştu.
"Öğretmenlerin işlerinden memnuniyetleri ya da memnuniyetsizlikleri, eğitimin niteliğini, dolayısıyla ülkenin geleceğini ilgilendirmektedir" diyen Mengen; "Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmalarını önlemek ve onlardan kaliteli hizmet almak için, kendilerine en başta iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkânlar sunulmalıdır. Sorumluluk sahibi herkes, sorunlara çözüm üretme, beklentileri karşılama gayretinde olmalıdır.
Mengen; Eğitim çalışanlarının alım gücü artırılmalıdır. Enflasyonist ortamın alım gücünü düşürdüğü, ekonomik toparlanma ve gelişmenin sabit gelirlilerinin ceplerine yansımadığı bir süreç kamu görevlilerinin hayatını zorlaştırmakta, sendikal mücadeleyi çetinleştirmektedir" dedi.
Mengen ayrıca; "Eğitim yönetiminde temel sorun, yönetici seçme ve atamada belirsiz ve kestirilemez politikaların izlenmesi, uzun vadeli bir perspektifin oluşturulamaması, neticede kalıcı bir modelin inşa edilememesidir. Bir eğitim kurumuna öğretmen olarak atanabilme yeterliliğine sahip olmak o kuruma yönetici olarak atanabilmenin birinci şartı olmalı, eğitim kurumu yöneticiliği ikinci görev kapsamından çıkarılmalı, bu önemli vazife görevlendirme ile değil kadrolu olarak yürütülmelidir" şeklinde açıklamalarda bulundu.