Sevgili okurlarım; Metroda yaşanan gerçek bir olayı sizlerle paylaşıyorum.
Tam Metroya bineceğim.
Bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı.
Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya
hadi be ne yapıyorsun, flört mü ediyorsun makinayla.
Tabi bunu duyunca delirdim.
Ne yapıyorsunuz ya dedim gittim amcaya yardım ediyorum.
Canım amcam sen ne istiyorsun dedim, kartım yok dedi, doldurduk kartını dedim.
Al istediğin yere git bununla, hatta sen başvuru yap senin yaşına ücretsiz ulaşım dedim.
Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim.
Baktım amca orada bekliyor hala, ne oldu dedim.
Yavrum adres soracaktım beni azarlarlar diye soramadım,
seni bekledim dedi.
Olur mu öyle şey amcam dedim, peki nereye gidecektin sen dedim.
Üsküdar Marmaray dedi.
Amca Kirazlıdayız, karşı tarafta o. nasıl buraya geldin uzak dedim.
Kafasını eğdi, dur dedim anlattım ona.
Buradan Yeni kapıya git, oradan sarı çizgiyi takip et, Marmaray’a bin, oradan 2 durak sonra Üsküdar Marmaraydasın dedim.
Baktım amca mahzun mahzun bakıyor, anlamamış durumu.
Tamam dedim amca gel gidiyoruz.
Atladık metroya gidiyoruz Üsküdar’a doğru, yolumuz var da var.
Muhabbet olsun diye dedim amca sen nerelisin?
Ordu dedi.
Var mı fındık bahçesi filan dedim.
Dedi ki yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim.
Vayy be dedim içimden, onlarca kişiye müebbet dağıt,
40 yıl, 50 yıl hapis ver, sonra gel metro da kartı şaşır, ey insanoğlu.
Sonra, amca dedim Ordu'dan İstanbul’a neyle geldin Uçakla mı otobüsle mi?
Amca dedi ki, hatırlamıyorum.
Dedim amca valizler nerde?
3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı nerde? dedi.
O an anladım amca Demans hastası.
Yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek.
Peki amca nereye dedim.
OĞLUM BENİ, ÜSKÜDAR MARMARAY’DA BEKLİYOR Dedi.
Neyse dedim telefon nerde dedim.
Nerde dedi, dedim iş sıkıntı.
Neyse indik Üsküdar Marmaray’a.
Oturduk bekliyoruz gelen giden yok.
Dedim amca kimliği ver.
Baktım adına soyadına, sonra bir tanıdığı aradım.
Dedim böyle, böyle kimdir?
Bu yakını vs bir numara bulur musun?
Sağ olsun yardımcı oldu.
Harbiden Orduluymuş, kızının numarası geldi.
Aradım dedim gece gece rahatsız ettim ama.
Daha lafımı bitirmeden Üsküdar Marmaray da mısınız dedi evet dedim şaşırdım da tabi.
Dedi ki size eniştenin numarasını vereceğim onu arayın.
Aldım numarayı aradım enişteyi.
Dedim gece gece rahatsız ediyorum ama.
O da hemen Üsküdar Marmaray da mısınız dedi, evet dedim.
Ya herkes biliyor acaba ben mi bilmiyorum niye buradayız derken.
Neyse enişte geldi birazdan.
Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya
Demans hastası bu adam niye tek başına salıyorsunuz dışarı.
3 yaşında birini salmakla aynı şey!
Kim o oğlu da burada bekliyorum diyor amca.
Abi Demans hastası.
Evet geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru.
Ama oğlu polisti.
3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde
BABA ÜSKÜDAR MARMARAYDA SENİ BEKLİYORUM demişti.
Her şeyi unuttu, onu unutmuyor.
Arada evden kaçıp buraya geliyor.
Dizlerimin bağı çözüldü.
Çaktırmıyorum ama gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Hemencecik toparladım Kaldım öylece.
Neyse onlar gitti kafamda cümleler dolaşıyor.
Belki dedim oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz.
Sonra konu üzerinde daha sonra düşündüm.
Demans hastalığı bizim de hastalığımız, toplum olarak geçmişimizi unuttuk.
Sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden.
Kim olduğumuzu unuttuk.
Nereye gideceğimizi unuttuk...