Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Sakarya 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. "Yürüdüğümüz yol Türkiye Yüzyılı yoludur" diyen Başkan Erdoğan, "Bundan her bir insanımız emin olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrı ile birlikte önüne açılan yeni kapıları yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir. Bunun için vatandaşlarımızdan biraz daha sabır, biraz daha metanet, biraz daha cesaret, biraz daha gayret ve elbette biraz daha destek istiyoruz. Bu dönemin sancılarını geride bıraktığımızda çok daha büyük kazanımlar elde edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Başkan Tever'den yıkımı istenen o tatil köyü ile ilgili açıklama: Süreç resmi boyutta devam ediyor Başkan Tever'den yıkımı istenen o tatil köyü ile ilgili açıklama: Süreç resmi boyutta devam ediyor

"Siz yol arkadaşlarımın şahsında Sakarya'nın her köşesinde bulunan kardeşlerime selamlarımı gönderiyorum. Kongremiz hayırlı mübarek olsun.

Bugüne kadar AK Parti Sakarya teşkilatı kadrolarında görev yapıp bugün aramızda bulunmayan kardeşlerime de Allah'tan rahmet diliyorum. Görevini devreden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Görevlerine devam eden kardeşlerimize başarılar diliyorum.

BU YOL TÜRKİYE YÜZYILI YOLUDUR
Bu yol Türkiye Yüzyılı yoludur. Bu yol gazilerin, şehitlerin yoludur. Bu yol kalbi Türkiye diye atan soydaşlarımızın, dindaşlarımızın yoludur. Bu yolda bizimle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.

Sakarya insanıyla, tarihiyle, adıyla Türkiye'nin mayası olan bir şehir. Unutmayın Sakarya, Sakarya'dan ibaret değildir. Beşeri coğrafyamızın bütün kodlarını taşıyan potansiyel Sakarya'da mevcuttur. Sakarya'nın sadece birlik beraberlik değil, demokrasi ve istiklal mücadelesi verdiğini 15 Temmuz'da dünya alem gördü.

Şimdi dünyadaki ve bölgemizdeki kırılmaların eşiğinde yeni bir dönemin arefesindeyiz. Bir yandan mevcut sıkıntıları çözmekle uğraşırken, bir yandan yeni fırsatları değerlendirecek bir irade ortaya koymak zorundayız. Milletimiz de 22 yıl girdiğimiz her mücadelede yanımızda olarak bu iradeye sahip olduğunu göstermiştir.

Türkiye Yüzyılı olarak ifade ettiğimiz bu dönemin sancılarını geride bıraktığımızda çok daha güzel kazanımlar elde edeceğiz.

Unutmayınız, Rabbimiz bize ancak çalıştığımız kadarının karşılığını alacağımızı buyuruyor. Atalarımızın tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz deyiminin anlamını kaybedersek, çocuklarımıza mahçup oluruz. Türkiye'nin ve Türk milletinin hiçbir kazanımına sevinemeyen güruhu görüyorsunuz. Bunlar anlar siyasetin değil psikiyatrinin sorunu olacak bir yere savrulmuştur.

"SABREDENLER ZAFERE ULAŞTI"
Muhacirleri geldiği yere yollayacağız dediler. Biz de dedik ki biz Ensarız, onlar muhacir. Biz muhacirleri yollamayacağız. Eğer bizim bu sabrımız olmasaydı bu olmazdı. Bizim için aslolan milleten kopuk bir şekilde yaşayanların hezeyanları değildir. Bu millet ensardır. Onlar ise muhacirdir. Biz muhacirleri hiçbir zaman bu ülkeden kovmayacağız onlara hep sahip çıkacağız. Hamdolsun dediğimiz oldu mu? Çuvallarla, valizlerle dönüyorlar. Sabredenler zafere ulaştılar.

Türkiye'nin Suriye'de ne işi var dediler. Bunu diyecek kadar tarihten yoksun olduklarını görüyoruz. Kimileri bunu ideolojik fanatizmden soruyor. Şimdi gördünüz mü bizim neden Suriye'de olduğumuzu? Şimdi Suriyeliler ne diyor, biz kendi topraklarımıza dönüyoruz.

"BİZ HAKLI ÇIKTIK"
Birileri çıkıp ileri geri konuşuyor. Ne diyorlar; Türkiye'nin Suriye'de ne işi var? Kimi bu soruyu cahilliğinden, kimi de ideolojik fanatizmden soruyor. Şimdi gördünüz mü, Niçin Suriye'de olduğumuzu? Ne oldu şimdi? Suriye'nin başındaki nerede? Türkiye'nin hemen dibinde kritik gelişmeler yaşanıyor. Bunlar ne olup bittiğini takip etmiyorlar. 3. Dünya Savaşı çıksa CHP'nin umurunda olmaz.

Suriye'de 2011'de başlayan iç çatışmalar kardeşlik iklimini başka boyuta taşıdı. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içeriden ve dışarıdan üzerimize gelen baskıyı, provokasyonu göğüslemek zorunda kaldık. Asla geri adım atmadık. Neticede kim haklı çıktı. Allah'a hamdolsun biz haklı çıktık. Esed pılısını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı.

1. Dünya Savaşı bölgemizde sınırları yeniden belirlerken şartlar başka türlü zuhur etseydi ne olurdu? Halep dediğimiz, İdlib dediğimiz, Hama dediğimiz şehirler, Antap gibi Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olurdu. Bu şehirler sınırlarımız dışında kaldı diye orada kalan vatandaşlarımızla irtibatımızı kesecek değildik.

Esed'i ziyaret edecekti? Ne oldu Özgür Bey neden gitmedin. O ziyareti gerçekleştirseydin.

AK Parti ve Cumhur ittifakının önümüzdeki dönemde de devam etmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye'nin bu ehil kadroya ihtiyacı var.