Nurettin Eryılmaz
CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nde okul müdürünün öğrencilere 100 bin TL karşılığı devamsızlık hakkı vadettiği, öğretmenlere sendikal baskı yaptığı ve Türk bayraklarının okuldan indirildiği yönündeki iddiaları TBMM gündemine taşımıştı.
Milletvekili Taşkent’in iddialarıyla gündeme gelen Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nde bu sabah saatlerinde hareketli anlar yaşandı. Okula çok sayıda polis sevk edilirken, bazı öğrenciler derslere girmeyerek bahçede oturma eylemi yaptı.
Eylem sonrası öğrenciler derslerine girmek üzere sınıflarına dönerken, yaşananları takip etmek için okula gelen Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı Yücel Kaçar, okula girişinin polis tarafından engellenmesine tepki gösterdi. Sendikal faaliyetlerinin engellendiğini belirten Kaçar, durumu anayasal suç olarak nitelendirdi ve hukuki süreç başlatacaklarını açıkladı.
HALK54’e konuşan Kaçar, şu ifadeleri kullandı:
“Buradan İl Milli Eğitim Müdürüne seslenmek istiyorum; Bugün okula giremedik. 30 yıllık öğretmenim, hayatımda ilk kez bir okulun giriş kapısından dahi bahçe kapısından dahi giremedim. Saat 09.00’dan itibaren okulda bir polis kontrolünün olduğu bilgisi geldi bize. Bu bilgi sonrası okula gittik ancak kapıdan bile giremedik. Konuyla ilgili İl Milli Eğitim Müdürüne de ulaşamadık. Adapazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Engin Kahraman ile görüştüm, kendisine teşekkür ediyorum. Sağolsun ilgilendi. Polisin okuldan çekilmesini, bunun uygun olmadığını rica ettik. Fakat biraz önce okuldan ayrıldığımda halen polis oradaydı. Çocukların eylemleri sona ermişti, derslerine gitmişlerdi. Fakat polis halen oradaydı. Çocuklar derse gidince ben de oradan ayrılmak durumunda kaldım. Orada kalmama gerek kalmadı. İl Milli Eğitim Müdürü böyle bir günde okulda olağan dışı bir durum var kendisi olmadığı gibi telefonlara bakmıyor. Liseye polisin girmiş olması kabul edilemez. İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun beyi göreve davet ediyorum, görevinin başında olsun. Ben öğretmenim, ilk defa bir okula giremedim. Ayrıca ben bir sendikanın şube başkanıyım. Sendikal çalışmaları engellemek anayasal bir suçtur. Bununla ilgili hem İl Milli Eğitim Müdürü hem de emniyet görevlileri hakkında hukuki süreci başlatacağımızı da bildirmek istiyorum.
Dün sayın milletvekilinin verdiği soru önergesinde başlıca başlıklar vardı. Onlar çok daha ciddi iddialardı. Tabi basın para meselesini ön plana çıkarttı. Biraz da haber ve magazin değeri olduğu için ama önce şunu söyleyeyim. Oradaki okul yöneticisi arkadaş doğrudan oraya kadrolaşma niteliğinde getirilmiş bir yönetici. Liyakatsız ve okul yönetme becerisi sınırlı olan çok da okulu yönetebilecek bir kapasitesi olmayan bir öğretmen ve yönetici. Hal böyle olunca çeşitli hatalar yaptı ve onun sonucu bu mevzu. Yoksa hayatın olağan akışına aykırı yani öyle kimse devamsızlık için 100 bin lira para vermez. Kimseden de o para istenmez. Söylemişse de şaka veya ironi olarak söyledi, boş boğazlık yaptı, onu bilemiyorum. Fakat buradaki akıl soru şu; Biz bu okul müdüresiyle ilgili zaten rahatsızlıkları biliyoruz. Birkaç gün önce basın açıklamasında da aynı şeyi söyledim. Burada bir sendikal baskı var. İktidara yakın sendikaya örgütlenme yapmak için oranın temsilci gibi çalışan, diğer sendika üyesi öğretmenleri tehdit eden, baskıyla istifa ettiren bir okul müdüresinden bahsediyoruz. “